15 ülke İstanbul’da toplandı, 3500 yıllık Hitit menüsü canlanıyor
Dünyada büyük bir prestije sahip olan Uluslararası Hititoloji Kongresi, Cumhuriyetin 100’üncü yılı dolayısıyla bu kez...
Dünyada büyük bir prestije sahip olan Uluslararası Hititoloji Kongresi, Cumhuriyetin 100’üncü yılı dolayısıyla bu kez İstanbul Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlendi. 15 ülkeden Hititologlar, İstanbul’da Anadolu’daki son bulgular üzerinden tarihe ışık tutacak çalışmalar gerçekleştirdi. Programın en renkli gündemlerinden biri de Hitit mutfak kültürü ve antik Hitit yemekleri oldu.
100. YILIN TEMASI YEŞİL VE DOĞA
Artık gelenek haline gelen Uluslararası Hititoloji Kongresi, bu alanda dünyanın en büyük organizasyonudur. Genellikle Çorum’da veya Almanya’nın bazı şehirlerinde düzenlenen kongrenin, ilk kez İstanbul’da yapılmasının dışında bir farkı daha var. “Yeşil” bakış açısıyla düzenlenen etkinliklerde, Çevre konusunda eski bilimlere yönelilmesine ağırlık verilecek, doğaya uygun fidan ve malzemelerle sera gazına karşı örnek oluşturulmaya çalışılacak.
HİTİT GASTRONOMİSİ GÜNDEMDE
İstanbul’da düzenlenen kongrede Hititlerin edebiyat, sanat, gastronomi gibi alanlardaki güncel bağlarını ortaya koyan sunumlar yapıldı. Kongre Başkanı Doç. Dr. Metin Alparslan ve Hititoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meltem Doğan Alparslan’ın sunumlarının yanı sıra yazarlar Ahmet Ümit, Sunay Akın ve Kongreye gastronomi uzmanı şef Ömür Akkor da sunumlarıyla katıldı.
SON BULGULARI İÇEREN HİTİT TABLOLARI
Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılarda Hititlere ait pek çok yeni bulgu ortaya çıkarılmıştır. Yozgat’taki Hitit sarayı ve Uşak’taki ören yerlerinden Hitit dünyasının yaşam tarzı hakkında sonuçlar elde edilmeye çalışılmaktadır. Uşak Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Oymaağaç Kazı Başkanı Prof. Dr. Rainer Czichon Bu alanda yapılan kazılarla ilgili, “O dönemde insanlar nasıl yemek yiyordu, mesela tabak mı kullanıyorlardı yoksa yerde oturarak mı yemek yiyorlardı? “Bu soruların cevabını arıyoruz” diyen Erdoğan, Hitit kazılarında bu konuda önemli bilgilere ulaşıldığını ifade etti. Hitit yemekleri aynı pişirme teknikleri ile günümüze kadar taşınabilmektedir.
HİTİT TABLETLERİNDEN İLK TARİFLER
Hitit mutfağı son dönemde Anadolu’da turizmin bir parçası haline geldi. Hitit kazılarını yakından takip eden arkeolog ve yazar Özlem Ertan, Hitit mutfağının seyahat acentalarının gündeminde olduğunu kaydeden Erdoğan, yemeğin önemli bir tanıtım aracı olduğuna dikkat çekiyor. Hitit mutfağının özellikle Hattuşa ve Boğazkale’yi dünya turizmine açtığını belirten Özlem Ertan, bölgedeki birçok restoranın antik yemeklerden oluşan menülere yer verdiğini söylüyor.
ZEYTİNYAĞI VE BAL İLE KALE TENCEREDE PİŞİRİLMİŞ
İstanbul Hititoloji Kongresi’nde de gündeme gelen yemek ve mutfağa ilişkin tabletlerden elde edilen bilgilere göre Hititler, etleri boyun, ayak ve kuyruk yağıyla toprak kapta pişiriyordu. Daha sonra lezzetlendirmek için zeytinyağı ve bal karışımını kullandı. Nar meyvesi Hitit mutfağında da önemli bir yere sahipti. Nar taneleri birçok yemekte kullanılmıştır. Narın tamamı pişirme aşamasına giriyordu.
ÇÖP şişleri ve taş zırhla pişirilmiş etler
Bugün Anadolu mutfağında kullanılan çöp şiş ve kıyma, Hitit mutfak kültüründe de yerini almıştır. Taşlarla ezilen etler şişte kızartılır ve ekmeğin arasına konurdu. Haşlanmış et ertesi güne saklanıp kahvaltıda soğuk olarak da tüketilebilir.
3500 YIL ÖNCESİNİN İMKANLARI KULLANILIYOR
Gastronomi uzmanı şef Ömür Akkor artık Hitit mutfağı denilince akla gelen ilk isimler arasında yer alıyor. Akkor, Hitit uygarlığının en önemli merkezi olan Alacahöyük’te yapılan kazılarda bulunan tabletlerin ışığında 4000 yıl öncesine ait yemekler hazırlıyor. Akkor, Hitit mutfağına ait kayısı ezmesi, salatalık ve nohut “beruwa”, “happena”, “kariya” gibi bazı ekmek türlerini ve yemeklerini teknolojik araç ve gereç kullanmadan dönemin imkanlarına göre pişirmektedir.
Kaynak: Web Özel