80 derecede dededen toruna demircilik mesleğini yaşatıyorlar
1890 YILINDAN GÜNÜMÜZE 80 DERECEDE DEDEDEN TORUNA DÖRT NESİL DEMİRCİLİK MESLEĞİ YAŞATILIYOR
Mersin’in Silifke ilçesinde 1890 yıllarından günümüze 80 derecede dededen toruna dört nesil demircilik mesleği yaşatılıyor.
Saray Mahallesi’ndeki demirciler, gölgede bile 30 derecenin üzerine çıkan ve yüzde 90’lara kadar ulaşan nem oranının da etkisiyle 40 derece civarında hissedilen bunaltıcı hava sıcaklığından en çok etkilenen meslek grubunu oluşturuyor.
Demiri işlemek için günün büyük bir bölümünde ocaklarını söndüremeyen esnaf, ocakların da etkisiyle tezgahlarının bulunduğu yerde hava sıcaklığının 80 dereceyi bulduğunu savunuyorlar.
Atalarından kalma mesleği icra eden Kudret Kısaç, demirciliği 60 yıldır devam ettirdiğini, kendisinden sonra da mesleği kendiyle aynı adı taşıyan oğlunun devam ettireceğini kaydetti.
Sıcaklarda demire şekil vermenin zor olduğunu, ancak yapabileceği başka iş olmadığı için çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Kısaç, “Bu meslek dedemden babama, daha sonra bana benden de oğluma geçecek. Bu meslek artık eskisi gibi popülerliğini kaybetti. Fabrikasyon malzemeler çıkınca bizim yaptığımız malzemelere ilgi azaldı. Silifke tarım şehri olduğu için yine de biraz malzemelerimize ilgi var. Aşırı sıcaklara ocakta yanan ateşin sıcaklığı da eklenip kavrulsak da bu mesleği icra etmek zorundayız. Çünkü biz ekmek paramızı böyle çıkarıyoruz” dedi.
Bir demire şekil verip, onu günlük yaşamda kullanılan bir alet haline getirmenin bazen saatler aldığını vurgulayan Kısaç, ateş başında çalıştıkları için sürekli terlediklerini, bu nedenle de günde 4-5 defa kıyafet değiştirmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Hiç okula gitmediğini ve küçük yaşta demircilik mesleğine babası Bayram Usta’nın yanında çırak olarak başladığını ve şu anda da kendisiyle aynı ismi taşıyan oğlu Kudret’i yetiştirdiğini anlatan Kısaç, “Eskiden gelen siparişler nedeniyle oturacak zamanımız olmazdı. Teknoloji geliştikçe işlerimiz de bitme noktasına geldi. Şimdi ise keser, balta, orak, kürek, kazma gibi küçük aletleri yapıyoruz. Çoğu günlerde yaptığımız bu aletlerden bir tanesini bile satmadan, yani siftah bile yapmadan dükkanımızı kapatmak zorunda kalıyoruz. İşimizi aşk ile yapıyoruz” diye konuştu.
Bu mesleğin son temsilcilerinin kendileri olduğuna dikkati çeken üniversite mezunu oğul Kudret Kısaç ise, “Bu mesleği yaşatmak için üniversite bitirmeme rağmen demircilik mesleğini seçtim. Çünkü yanımızda çalışacak bir çırak bile bulamıyoruz. Bu nedenle bu mesleği yaşatmaya devam edeceğim. Ben de çocuklarıma bu mesleği öğreteceğim” dedi.