9 milyar dolarlık baskı sektörü rotayı Avrupa pazarına çevirmelidir
Dünyada baskı sektörü dünyada 800 milyar dolar civarında iken, ülkemizde yaklaşık 9 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor.
Dünyada baskı sektörü dünyada 800 milyar dolar civarında iken, ülkemizde yaklaşık 9 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılına girmeye sayılı günler kaldı.
100.’cü yıla girerken ülkemizin basım sektörünü değerlendiren Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, “Basım sektörümüz; bilgi birikimi, tecrübesi, yetişmiş insan kaynağı, teknolojik makine parkı gibi birçok artısı ile global ölçekte ciddi bir potansiyele sahip.
Hemen yanımızdaki Avrupa ülkeleri, ortalama iki günde ürün gönderebileceğimiz büyük bir pazar. Avrupa ülkelerinin istediği üretimlerin hemen hemen hepsi birebir ülkemizde yapılabilir ve ciddi fırsatların bulduğu Avrupa pazarlarına sektörümüz çok rahatlıkla girilebilir.
Türkiye basım sektörü artık Avrupa’ya açılmalıdır.” dedi. Türkiye’nin genç nüfusu olan, dinamik, müteşebbis ruhu yüksek ve büyüme potansiyeli bulunan bir ülke olduğunun altını çizen Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, bu artı özelliklerin basım sektöründe de olduğunu ifade ederek, basım sektörünün birinci konusunun yerel düşünmekten çıkarak, Avrupa ülkelerini hedeflemek olması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
Avrupa’da bir şirket kurulduğunda sadece bir şehir veya ülkenin hedeflenmediğine de işaret eden Başkan Bekir Öz, ülkemizin ciddi maliyet avantajı, esnek üretim kabiliyeti, yetişmiş insan gücü ve pazara yakınlığı nedeniyle Avrupa’dan çok daha fazla pay alabilecek konumda olduğuna dikkatleri çekti.
Lidya Grup, 2023’de dolar bazında 2 kat büyümeyi hedefliyor
Gelecek yılın, bu yıldan çok daha başarılı olabileceğini ifade eden Başkan Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Lidya Grup olarak dijital baskı makineleri sektöründe temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg markalarını başarıyla yönetiyoruz. İşimizi seviyoruz ve çok iyi yapıyoruz.
Daima müşterilerimizin yanında yer alarak, hem teknoloji danışmanlığı yapıyoruz, hem proje finansmanı sağlıyoruz, hem de çok güçlü olduğumuz satış sonrası servis hizmetimizde çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Ülkemizde ilk ve tek olarak bugüne kadar müşterilerimize 120 milyon doların üzerinde proje finansmanı sağlayarak, müşterilerimizi ve sektörümüzü büyütmenin gururunu taşıyoruz.
Temsil ettiğimiz markalar, bilgi birikimimiz, tecrübemiz, organizasyon yapımız ve finansal gücümüz ile Lidya Grup olarak ülkemizin ve EMEA bölgesinin lider firmasıyız ve 2023’de dolar bazında 2 kat büyümeyi hedefliyoruz. Bu büyümede, gelecek yıl yapacağımız ilave yatırımlarımızla birlikte, Birleşik Krallık’ta açtığımız Lydia Digital ltd tesisimiz ve Başakşehir’de konumlanan Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’müzün büyük rolleri olacak.
Özetle, Lidya Grup olarak dijital baskı sektöründe global bir şirket olma yolunda hedeflerimize başarılı şekilde ilerliyoruz, vites yükselttik ve 2023 yılını globalde de büyüme yılı ilan ettik.” diye konuştu.
Gelecek yıl, bu yıldan daha başarılı bir yıl olacak
Gelecek yılı değerlendirerek konuşmasını sürdüren Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi: “Genel olarak ülkemiz açısından önümüzdeki yılı değerlendirirsek, 2023 seçim yılı. Seçim öncesi piyasaların biraz daha rahatlayacağını umut ediyoruz. Özellikle, finansman kaynaklarının daha ulaşılabilir olmasını bekliyoruz. Şuan piyasalara finansman sağlanıyor ve yeni finansal paketlerin çıkacağı öngörülüyor.
Kısaca, firmamız ve sektörümüz açısından gelecek yılın, bu yıldan daha başarılı bir yıl olabileceğini söyleyebiliriz. Tabi burada global faktörlerin yakından izlenmesi de gerekiyor ki, enerji maliyetleri, Rusya-Ukrayna savaşı, dünya genelindeki enflasyonun seyri gibi durumlar, ülkelerin ve sektörlerin gelecek yıla ilişkin planlarını ve hedeflerini değiştirebilir.” dedi.
İşletmeler, ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlarını yapmalıdır
İşletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlarını yapmasının önemine vurgu yapan Başkan Bekir Öz, şunları kaydetti: “Hem teknolojinin, hem rekabetin, hem dünyanın geldiği nokta göz önüne alındığında, işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlarını yapmaları zaruridir. Az önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye için en büyük fırsat, Avrupa’ya ürün sağlayıcı olabilme konumudur ve bu pazarın potansiyeli de oldukça yüksektir.
Bunun daha iyi değerlendirilmesi ve özellikle online satışa herkesin girmesi gereklidir. Firmalar, bugün online pazara girmeseler de, yarın girmek zorundadırlar. Çünkü, bu bir fırsattır ve online satış ile Avrupa ülkeleri rahatlıkla ulaşılabilecek yanı başımızda yer alan bir pazardır.
Firmalara tavsiye olarak, işletmelerindeki iş süreçlerini etkin ve verimli bir şekilde yönetmeleri, nitelikli insan kaynağını elde tutmaya çalışmaları, finansman muhasebesini daha iyi yapmaları ve Avrupa pazarlarına yoğunlaşmaları gibi maddeleri söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.