Adil bir dünya düzeni için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz
Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dışişleri-Asırların Diplomasi Birikimi sempozyumunda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye Yüzyılı’nda,...
Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dışişleri-Asırların Diplomasi Birikimi sempozyumunda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye Yüzyılı’nda, adil bir dünya düzeni için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
DHA
Cumhuriyet’in 100. Yılı Etkinlikleri kapsamında, Dışişleri Bakanlığı’nın kuruluşundan bu yana geçen sürecin ele alındığı, Türk diplomasisinin bugünkü kurumsal yapılanmasını ve geleceğe dair vizyonunu da tartışmak amacıyla “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Dışişleri: Asırların Diplomasi Birikimi” başlıklı sempozyum düzenlendi.
İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen, yarın da devam edecek olan sempozyuma Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı.
Programda Çavuşoğlu’nun yanı sıra Büyükelçi Rauf Engin Soysal, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Özgen, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, yurt içinden ve dışından alanında uzman akademisyen ve diplomatlar yer aldı.
“500’üncü yıl dönümü, bizim için bir meşale”
Bakan Çavuşoğlu, konuşmasına deprem felaketinde yaşananları anlatarak başladı. Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:
Gurur yılı, 6 Şubat’ta yaşadığımız tarihimizin en yıkıcı afetiyle bir hüzün yılı da oldu. Dünyanın milli gelirine göre en hayırsever milleti ve en fazla kalkınma yardımı yapan 3 ülkesinden birisi olarak, eşi benzeri görülmemiş bir uluslararası destek ve muhabbet gördük. İşte bu dayanışma diplomasisi, girişimci, insani, müşfik ve etkili dış politikamızın bir neticesidir. Esasen diplomasimiz, binlerce yıllık devlet geleneğini zamanın ruhuyla yoğuran, vizyoner bir tavırdır. Dışişleri Bakanlığı olarak temellerimiz, Reisülküttaplığa dayanıyor. Bugünkü kıymetli tebliğlerde bu tarihi arka plan ayrıntılı bir şekilde ele alınacak. Aslında 500’üncü yıl dönümü, bizim için bir sembol, bir meşale. Binlerce yıllık tarihinde 16 büyük imparatorluk kurmuş Türk milletinin diplomasi tecrübesi elbette çok daha eskilere dayanır. Yazılı kaynaklarımız da diplomasinin milli kimliğimizin bir parçası olduğunu gösterir.
“Miras ve birikim Türk diplomasisinin dünyada saygı uyandıran gücünün temellerinden biridir”
“Türk’ün olduğu her yerde devlet, devletin olduğu her yerde diplomasi var.” diyen Mevlüt Çavuşoğlu şöyle devam etti:
Çünkü Türk demek, tarih demektir. Aynı zamanda, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış Anadolu, diplomasinin doğumuna da şahitlik etti. Tarihteki yazılı ilk barış anlaşması olan 2300 yıllık Kadeş de bu topraklarda imzalandı. Buraya yarım saat yürüyüş mesafesinde bulunan Arkeoloji Müzemizde sergileniyor. Bir örneği ise New York’ta Birleşmiş Milletler binasında. Bu eşsiz miras ve birikim, günümüzde Türk diplomasisinin dünyada saygı uyandıran kabiliyet ve gücünün de en önemli temellerinden biridir. Bugün 260 temsilciliğiyle dünyanın en geniş beş diplomatik ağından birisine sahip, vatandaşına, soydaşına dünyanın her yerinde en geniş hizmeti, en hızlı şekilde verebilen, gelecek okumalarında ve konsolosluk hizmetlerinde yapay zeka gibi yenilikçi teknolojilerden yararlanan, ilk kadın diplomatımız Adile Ayda’nın izini takip eden, 79 kadın Büyükelçi ve yüzde 43 kadın genel müdür oranıyla, bu alanda dünyada öncü ülkeler arasında yer alan bir bakanlığız. Hariciye tarihimizin içeride ve dışarıda her geçen gün artan bir ilgiyle izlenmesinin nedeni de budur. İşte hem bu tarihi birikimi idrak etmek, hem de bu yoğun ilgiyi karşılayabilmek için geniş yelpazede faaliyetler hazırladık.
“Türk diplomatı şehit verdi ama hizmetten asla geri durmadı”
Hariciye Teşkilatı’nın tarihinde Türkiye’nin gelişimine yön vermiş birçok değerli ismin olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, şu şekilde konuştu:
Dünya diplomasi tarihine geçen büyükelçiler yetiştirmiş olan kurumumuz, aynı zamanda, güvenlik güçlerimizden sonra en fazla şehit veren teşkilattır. Demokrasi şehidimiz Fatin Rüştü Zorlu’yu, Bütün diplomasi şehitlerimizi ve deprem felaketinde kaybettiğimiz Hatay Temsilcimiz Büyükelçi Devrim Öztürk ile memurumuz Gökhan Aytaç’ı rahmetle anıyorum. Türk diplomatı ASALA,17 Kasım ve PKK gibi alçak terör örgütlerinin saldırılarında ailesini, mesai arkadaşını şehit verdi. Ancak devlete ve millete hizmetten asla geri durmadı. Rahmetli Lizbon Maslahatgüzarımız Yurtsev Mıhçıoğlu’nu örnek vermek isterim. Diplomasi derslerinde okutulması gerektiğini düşündüğüm raporun şu son cümlesi, Türk diplomatının adeta bir tanımıdır; ‘Vazifeme devam ediyorum.
“Erdemli bir küresel güç olarak Türkiye eksenini inşa edeceğiz”
“Milletimizden ve tarihimizden aldığımız güçle vazifemize devam ediyoruz.” diyerek konuşmasını tamamlayan Bakan Çavuşoğlu şu açıklamalarda bulundu:
Salgın döneminde 100 binden fazla vatandaşımızın ülkemize dönüşünü sağlayarak, Ukrayna Savaşı’nda, soydaşlarımız dahil 18 binden fazla insanımızı tahliye ederek, deprem felaketinde, depremzedelerimize, kurumlarımıza bizzat sahada omuz vererek vazifemize devam ediyoruz. Ukrayna’da barış için tek başımıza kalsak da çabalayarak, savaşın ortasında ön ayak olduğumuz İstanbul Tahıl Anlaşmasıyla küresel gıda krizini engelleyerek vazifemize devam ediyoruz. Şanlı tarihimizi yalanlarla karalamak isteyenlere layık oldukları cevabı vererek, vazifemize devam ediyoruz. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de, Ege’de hakkımızı hukukumuzu savunarak, Büyük Türk Dünyasını Türk Devletleri Teşkilatında birleştirerek, soydaşına, akraba topluluğuna, din kardeşine, dünyanın her neresinde olursa olsun sahip çıkarak vazifemize devam ediyoruz. Bakanlığımızın bütün meslek gruplarından arkadaşlarımın gözlerinde bu vazife şuurunu ve aşkını görüyorum. Böylesine köklü bir kurumda bakan olmaktan ve dünyanın en yetkin diplomatlarıyla çalışmaktan büyük gurur duyuyorum. İşte bu vazife bilinci ile bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte vazifemize devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nda, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle, daha adil bir dünya düzeni için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Akil, adil ve erdemli bir küresel güç olarak, Türkiye eksenini inşa edeceğiz.