Canan Ceylan: "Çiftçinin nefesi köylünün sesi olmaya geliyoruz"

Ankara Gıda ve Tarım Ürünleri Derneği (AGT) Genel Başkanı Canan CEYLAN, “Özellikle tarımla uğraşan kadınlarımız bizim için önem arz ediyor. Kadınlar tarım sektöründe sadece üretici değil, aynı zamanda biriktirici, koruyucu ve geliştiricidir” dedi.

Canan Ceylan: "Çiftçinin nefesi köylünün sesi olmaya geliyoruz"

Ankara Gıda ve Tarım Ürünleri Derneği (AGT) Genel Başkanı Canan Ceylan, “Özellikle tarımla uğraşan kadınlarımız bizim için önem arz ediyor. Kadınlar tarım sektöründe sadece üretici değil, aynı zamanda biriktirici, koruyucu ve geliştiricidir” dedi.


Ankara Gıda ve Tarım Ürünleri Derneği (AGT) tarafından Ankara’da ‘Türkiye Gıda ve Tarım Çalıştay’ı düzenlendi.



Çalıştaya konuşmacı olarak Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Mehmet Ali Ünal, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Gürbüz Mızrak, TOGEM emekli Genel Müdürü Müslüm Beyazgül, Konya Selçuk Üniversitesi öğretim öğretim üyesi  Prof. Dr. Seyit Ahmet Bağcı, Birleşmiş Milletlerde 12 Kanalda Görevli Sangan İşbirliği Örgütü Türkiye Temsilcisi Eşref Soysal, Tarım Bakanlığı Emekli Müsteşarı Sayıştay Denetçiliği ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Necdet Topçu, AB iş insanı Ali Aker, STK temsilcileri ve sektör temsilcileri katıldı.

Programın açış konuşmasını yapan AGT Genel Başkanı Canan CEYLAN  “Ankara Gıda ve Tarım Üreticileri Derneği olarak amacımız tarımda yaşanan yapısal sorunlara çözüm üretebilmek, çiftçi ile devleti birbirine yaklaştırmak” dedi.

ÇİFTÇİMİZİN ANA SORUNU GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞLAR

Genel Başkan CEYLAN  “Uzmanlar, küresel savaş, yeni pandemi riskleri, küresel ısınma ve su kaynaklarının azalışı gibi faktörlerin gıda güvenliğinin tehdidi dolayısıyla tarımın, geleceğin en stratejik sektörü olduğu ve bu alana yatırımın önemini işaret ediyor.

Ankara Gıda Tarım Üreticileri Derneği olarak amacımız tarımda yaşanan yapısal sorunlara çözüm üretebilmek, çiftçi ile devleti birbirine yaklaştırmak.



Çiftçimizin bitkisel üretimde en önemli sorunu gübre ve mazot gibi temel girdi maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Hayvansal üretimdeki yem maliyetlerinin yüksek olması da bitkisel üretimdeki yüksek maliyetlerden kaynaklanmaktadır. Bu maliyeti düşürmek için desteklerin tabana yayılması ve her çiftçinin faydalanması önceliğimizdir.

Bilgi ve teknolojinin olmadığı üretimin verimli olması mümkün değildir. Bu yüzden tarımı daha verimli hale getirmek için eğitim çalışmalarına başladık. Sulama, ekilecek ürün, toprağın analizi, pazarlama konusunda eğitimler pilot bölgelerde devam ediyor.

Özellikle tarımla uğraşan kadınlarımız bizim için önem arz ediyor. Kadınlar tarım sektöründe sadece üretici değil, aynı zamanda biriktirici, koruyucu ve geliştiricidir” diye konuştu.


KADINLARIMIZ ÜCRETSİZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLMEMELİDİR

Mevcut üretim modelinin kırsalda kadınların ücretsiz aile işçisi veya güvencesiz çalışan iş gücü olarak görülmesine neden olduğunu ifade eden CEYLAN, “Kadının tarımda görülmeyen emeği, bugün üretimden tüketime en yoğun kullanılan emeğin kendisidir. Ülkemizde tarımsal üretim kadın istihdamının en yoğun olduğu sektör olarak istatistiklere yansımaktadır.

Bunların yanı sıra bakanlığın ve devletin çeşitli kurumlarının verdiği destekleri, ne yazık ki çiftçi ve hayvancılıkla uğraşan işletmeler detaylı olarak bilmiyor. Biz Ankara Gıda ve Tarım Üreticileri Derneği olarak burada devreye giriyoruz.

Hem bu konuda bilgilendirme yapıyor hem de çiftçinin faydalanabileceği teşvikler konusunda yol gösteriyoruz. Sadece bununla da kalmıyor, tüm prosedürlerde yanında oluyoruz. Aynı zamanda devletimiz ve üreticilerimiz arasında köprü olup, çıkan tüm mahsule alım garantisi vermek için çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.
 
GIDA PAZARINDA TANINMAK İÇİN MARKA OLUŞTURMAK GEREKİYOR

Bir çok tarım ürününde dünya lideri olan Türkiye’de tanınırlık ve gıda pazarına hakimiyetin sağlanması gerektiğini dile getiren Başkan CEYLAN  “Birçok ürünün üretiminde dünya lideri olan ülkemizde tarımda markalaşma üzerinde düşünülmesi, harekete geçilmesi gereken önemli konulardan biri dünya gıda pazarında önemli bir yol sahibi olmak için sadece üretici olmak değil, tanınır ve güvenilir markalar oluşturmak gerekiyor. “İçe dönük bir pazardan dışa dönük bir pazara kat edeceğimiz çok yol var.

Markalaşma ise bunun en önemli ayaklarından biridir. Marka katma değerdir. Marka ürüne kimlik ve kişilik verir. Doğru ambalaj ve doğru sunum bir ürünü piyasa değerinin üstünde fiyatlandırır.



Güven verir. Bu bağlamda Ankara Gıda ve Tarım Üreticileri Derneği olarak üreticimize, marka yaratımı ve bu markanın yönetimi ile ilgili tüm süreçlerde yardımcı oluyoruz. Sonuç olarak önce üret, sonra tüket prensibi ile yola çıkmış olan derneğimiz, tarımda seferberliği ülke genelinde başlatmış durumda” dedi. Ayrıca Adıyaman, Erzurum, Tunceli, Almanya, Hakkari Yüksekova, Mardin, Muş, Bursa, Karabük, Batman, Diyarbakir, Siirt, İstanbul, Çanakkale, Yozgat, Adana, Mersin vs. bir çok ilden kanaat önderleri de çalıştaya katıldı.