Dünyanın en eski hastanelerinden biri, 8 asırdır ayakta

SİVAS’TA DÜNYA’NIN EN ESKİ HASTANELERİNDEN BİRİ OLAN ŞİFAHİYE MEDRESESİ 806 YILDIR TÜM HEYBETİYLE AYAKTA DURUYOR

Dünyanın en eski hastanelerinden biri, 8 asırdır ayakta

Sivas’ta Dünya’nın en eski hastanelerinden biri olan Şifaiye Medresesi 806 yıldır tüm heybetiyle ayakta duruyor.


Sivas’ta tarihi kent meydanında bulunan Şifaiye Medresesi tüm güzelliğiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. 1217 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından darüşşifa olarak yaptırılan, Osmanlı devrinde ise medrese olarak kullanılan bu tarihi yapı dünyanın günümüze kadar gelebilen en eski hastane yapılarından biri olarak biliniyor. Hastaların tedavi edildiği ve aynı zamanda tıp tahsilinin de yapıldığı en önemli medreselerden biri olan Şifaiye Medresesi 806 yıldır ayakta kalmayı başardı. Geçmişte şifa arayanların merkezi olan bu yapı günümüzde ise tarih severlerin uğrak mekanları arasından yer alıyor. Taç kapısında bulunan süslemeleri ve kabartma figürleri ile ziyaretçilerini büyüleyen 8 asırlık yapının içerisinde, medreseyi yaptıran Selçuklu sultanı İzzeddin Keykâvus’un türbesi bulunuyor.



“Günümüze gelen şifahanelerden en büyüğüdür”


I.İzzeddin Keykavus’un ölümünün 803’üncü yıl dönümü anma programında konuşan Ziyabey Yazma Eserler Kütüphanesi Müdür Vekili Dahiye Karagülle, Şifaiye Medresesinin günümüze gelen şifahanelerden en büyüğü olduğunu söyleyerek, “I. İzzeddin Keykavus Kıbrıs’ta Kıbrıs Krallığıyla ticari bir anlaşma yapar. Çok değil hükümdarlığa geldiği 3-4 sene içerisinde gerçekten Anadolu’yu uluslararası bir ticaret merkezi haline getirir. Bu kadar zenginliğin bir bedeli olmalı bir yansıması olmalı işte gördüğünüz bu muhteşem binaları bunun haricinde camiler, medreseler. Köprüler, hanlar ve hamamlar yaptırır. İzzeddin Keykavus aslında Türkiye Selçuklu Devletinin başkenti Konya’dır. İzzeddin Keykavus Sivas’ı neden bu kadar önemsedi? Çünkü Sivas stratejik olarak önemli bir yerdi ve uzun süre burada kaldı. Çünkü Tokat’ı hakimiyet altında tutmak Malatya’daki mahkum olan kardeşinin de kontrolünü sağlama için Sivas’ta uzun süre kaldı. Uzun süre kaldığı müddetçe de Sivas’a bir vefa olarak 1217’de ölmeden 3 yıl önce bu gördüğünüz muhteşem Darü’s-sıhha yani Darüşşifaiye hastanesini yaptırdı. Günümüze gelen şifahanelerden en büyüğüdür, Şifaiye medresesi. Daha sonra kendisi Halef seferinde gider ve orada Halef seferinde başarısız olur ve orada yaşadığı üzgün bir olay onun verem hastalığın yakalanmasına neden olur. Malatya Viranşehir de vefat eder. Vasiyet, üzerine buraya hanımı Selçuk Hatun ve kendi aile efradıyla birlikte Şifaiye medresesi içerisine defnedilir” dedi.