Gönül Dağı dizisinin Hüseyin’i Erdal Cindoruk, gençlere iki önemli tavsiye verdi

Ünlü sanatçı Erdal Cindoruk, genç sanatçı yetiştirdiği TRT 1 ekranlarında 3 sezon reyting rekorları kıran Gönül Dağı dizisindeki ‘Yaslı Hüseyin’ rolüyle büyük beğeni topladı. Usta oyuncu zamanının büyük bir kısmını Eskişehir Sivrihisar’ın Gönül Dağı dizisi setinde, geri kalan zamanını ise eşiyle birlikte Bodrum’da kurduğu akademide oyunculuk dersleri alarak geçirmektedir. Cindoruk’tan sanat dünyasına adım atmak isteyen gençlere iki kelimelik tavsiye: “Çok çalışın, sebat edin…”

45 yıllık oyun, hit dizi ve film kariyerine sahip usta oyuncu, TRT 1’in hit dizisi Gönül Dağ’daki ‘Yas Hüseyin’ rolüyle dikkatleri üzerine çekti. Erdal Cindoruk ile Gönül Dağı ve özel hayatının bilinmeyenlerini konuştuk.

– Üç sezondur TRT 1 izleyicisinin ilgi odağı olan Konursan’ın sevilen karakterlerinden “Ağıtçı Hüseyin”i oynuyorsunuz. Sad Hussain, ekibiyle birlikte bozkırların ortasındaki küçük Godley kasabasındaki cenaze evine giden sevimli, eğlenceli, sıra dışı bir adamdır. Ağıtçı Hüseyin hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Sakarlıklarına ve hatalarına rağmen hala altın gibi bir kalbi mi var?

– Yas tutma mesleği Anadolu’da bir zamanlar vardı ve bugün de var ama çok fazla değil. İnsanlar cenaze evlerine gider ve orada yas tutardı. Senaristimiz de böyle bir karakter yazmış. Anadolu’nun öyle kurnaz ama şehvetli ve sevimli insanları var ki. Seyirci Ağıtçı Hüseyin’i çok seviyor, ben de oynarken çok keyif alıyorum.

“GÖNÜL DAĞI’nın başarısının sırrı, geçmişin yok oluşu diyebiliriz…”

– Gönül Dağı 3 sezondur her hafta 1 numara olan ve izleyenlere aile gibi gelen bir dizidir. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

– Cornur Dağı’nın başarısının sebebi Anadolu’dur. Bildiğiniz gibi Türkiye topraklarının %90’ı Anadolu’dur. Anadolu kültüründe yetişmiş bir toplumuz. Gelenek ve göreneklerimiz hep Anadolu’dan gelmiştir. İnsanlar okur ve kendilerini eğitirler. Doktorluk, mühendislik, öğretmenlik vs meslekleri vardı ama içinde hep Anadolu kanı vardı. Bizim dizimiz 30-40 yıl öncesinden Türkiye ve Anadolu’dan bahsediyor gibi. Dönemin adetlerini anlatır. Aynı salonlarda oturup değerlerimizi, aile sıcaklığımızı, komşularımız ve vatandaşlarımız arasındaki dayanışma ve dayanışmayı eski günlerdeki gibi konuştuk. Bu başarının sırrının geçmişe duyulan özlemde yattığı söylenebilir. İzleyici Gönül Dağı’na baktığında bu özlem giderilir. İyi üretilmiş ve yönetilen yetenekli yazarlarımız da var ve muhtemelen iyi oynayacağız. Kısacası bu başarı tüm ekibin başarısıdır. Bu serinin devam edeceğini düşünüyorum.

– Sizi daha önce birçok film ve dizide gördük. Şu anda Konur Dağı’nın yanı sıra film önerileri, yeni proje önerileri vb. Sende var mı?

-Film fırsatları burada. Genelde katılmıyorum. Çünkü Gönül Dağı’nda çok çalışıyoruz. Bu diziyi çekmek kolay bir iş değildi. Dağları, tepeleri, otlakları ve kışı fotoğraflamak uzun zaman alıyor. Yazın dizi tatildeyken bir iki film teklifi alacağım gibi görünüyor.

– Bodrum’da yaşadığınızı biliyoruz. Orada Ditto Dramatik Sanatlar Akademisi’ni açtınız. Burada, siz ve eşiniz gelecek vadeden sanatçıları geliştirmek için birlikte çalışıyorsunuz. Akademide oyun da oynuyor musunuz? Önümüzdeki günlerde yeni bir dizi var mı?

“Dizi yaptık ve kazandığımız parayı akademiye yatırdık…”

– 10 yıl önce Bodrum’a yerleştik. Eşim Duygu mimar ve tiyatroyla da ilgileniyor. Şahika Tekand’dan ders alıyor. Mimari projelerinden biri için Bodrum’a geldik. O kadar beğendik ki buraya yerleşmeye karar verdik. Film devam ediyor. Ancak birikimlerimizi bir yere taşımak zorunda kaldık. Benim de 45 yıllık tiyatro geçmişim var. Mesele sadece işi yaparak para kazanmak değil, biriktirdiklerinizi bir sonraki nesle aktarmaktır. Ben de öyle düşündüğüm için bu okul gibi bir akademi açmaya karar verdik. Gençlere bildiklerimizi göstermek istiyoruz. Birlikte bir yolculuğa çıktık. Evet, bu zor bir süreç. Salgın devreye girdi. Ciddi mali giderlerimiz var. Bir dizi çektik ve sonra buraya geçtik. Bir şekilde, onunla sıkışıp kaldık. Akademide yetiştirdiğimiz gençlerle eğitim ve sahne oyunları gerçekleştiriyoruz. Çocuklar, gençler için oyunlar, yetişkinler için oyunlar. Akademimiz yaklaşık 3,5 yıldır açık. Projemize devam ediyoruz. Şu anda sinemadan tiyatroya zorlu bir proje olan West Side Story müzikalini hazırlıyoruz. Yetiştirdiğimiz gençlerle sahneye çıkaracağız. Ben de katıldığım bir müzikalin hazırlanması oldukça zor. 7-8 aydır bu proje üzerinde çalışıyoruz. West Side Story müzikalini çok yakında 12 Mayıs’ta Bodrum’da seslendireceğiz. Tüm Bodrumluları bekleriz.

-Sanırım geri kalan zamanını Akademi’de geçiriyorsun. Bodrum, Türkiye’nin turizm cennetlerinden biridir. yapma şansın var mı Metropol İstanbul’u özlüyor musunuz?

“Resim yapmak en büyük tutkum… Tiyatro dekorları da yapıyorum…”

– Bodrum sahilinde sadece sabahları yürürüm. Her şeye değer… Ben bahçeme bakarım. Ama zamanımın çoğu akademide geçiyor. Çocuk ve gençlerle drama derslerimiz var. Ben de çizebilirim. masalarım var En büyük hobim resim yapmaktır. Tiyatro dekorları da yapıyorum. Akademide o kadar çok zaman geçiriyoruz ki kendimizi kaptırıyoruz. Çoğu zaman yazın denize girmeye bile vaktimiz olmuyor. Metropolis’i hiç özlemiyorum. Hatta bazen İstanbul’a gittiğimde işim olunca iki gün sonra hemen kaçıyorum. Yüksek apartmanları ve büyük binaları görmek beni rahatsız ediyor. Dünyanın bir evladı olduğumu ve özümü bulduğumu söyleyebilirim sanırım.

Gelecekte sanat dünyasına adım atmak ve profesyonel performans sanatları faaliyetlerinde bulunmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

“Son 15 ila 20 yıldır, üçte beşini kazanıyorum…”

Gençlere tavsiyem klasiktir. iki kelime. İçerik çok büyük. Birincisi zor iş. İkincisi, çok çalışmaya devam etmek, yani sebat etmektir. Yani ısrar ederlerse ancak iyi birer oyuncu olup sanat dünyasına girebilirler. Diğer bölümlerde 4 yıl eğitim alıp o bölüme devam edebilirsiniz ama sanatta ve tiyatroda durum böyle değil. Sürekli çalışmak ve kendinizi geliştirmek zorundasınız. Daha bir çok profesyonel ve uzmanlaşmış iş var, bunu inkar etmiyorum. Ama sanat sürekli kendini yenileyen bir iş dalıdır ve sürekli yeni şeyler eklenmesi gerekir. Çok çalışmak, çok çalışmak dediğim şey de önemlidir. Bir yerde sıkılırsan geldiğin yolu bir kenara atarsın. 45 yıldır bu işi yapıyorum ama 15-20 yıldır bu işten 3-5 kuruş kazanıyorum. O zamana kadar hep karnımızı doyurmak için uğraştık. Bir gecede olmuyor, çok çalışmalısın, bu yüzden sebat etmelisin. 3 yıl, 5 yıl, ünlü olayım, para kazanayım, tiyatrolarda oynayayım, filmlerde oynayayım, öyle bir şey yok. Çok azı şanslı. Kimse tarafından aldanmayın. Bu 3-5 aylık bir kurstan sonra olabilecek bir şey değil.

“Şu anda evde bir edebiyat kitabımız var…”

Edebiyat ve yazarlıkla ilişkiniz nedir? Anılarınız hakkında bir kitap yazmak ister misiniz?

Edebiyatta iyiyim. Yazılı olarak aileden gelme kabiliyetimiz var. Erkek kardeşim kısa öykü yazarıdır. Zafer Doruk adıyla yayımlanmış çok sayıda kitabı bulunmaktadır. Biliyorsunuz oğlu Caner Cindoruk da oyuncu. Can’er de ağabeyi gibi bir öykü kitabı yayınladı. Edebiyata yeteneğim var. Oynadığımız bir çocuk oyunundan uyarlama yazıyorum. Birkaç çocuk oyunu yazdım. Edebiyatı ve okumayı severim. Aile olarak yazı ve edebiyat tutkunuyuz.

Gönül Dağı yeni bölümüyle 6 Mayıs Cumartesi akşamı saat 20:00’de TRT 1’de ekrana gelecek.