Gücümüzü büyüme ve refah artışı için kullanıyoruz
TBB’nin 66. Olağan Genel Kurul toplantısı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleştirildi. Genel...
TBB’nin 66. Olağan Genel Kurul toplantısı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Genel kurulda konuşan Çakar, 2022 yılının dünya ekonomisi için çok zor bir yıl olduğunu belirterek, salgın sonrası güçlü toparlanmanın getirdiği olumlu havanın kısa sürede değiştiğini, küresel ekonomide risklerin ve belirsizliğin arttığı bir dönemin yaşandığını söyledi. büyüme ve ticaret hacmine girildi.
Enerji, emtia ve tarım fiyatlarındaki hızlı artışın enflasyonun yükselişini hızlandırdığına işaret eden Çakar, “2022’de dünya enflasyon ortalaması yüzde 8,7 ile 1996’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Gelişmiş ülkelerde ortalama enflasyon yüzde 7,2 oldu. Küresel manşet enflasyonun 2023’te yüzde 6,8’e, 2024’te ise yüzde 5,2’ye düşmesi bekleniyor. borç yönetimi, büyümenin sürdürülmesi gibi alanlarda politika dengesi oluşturmak” ifadelerini kullandı.
Çakar, uluslararası ekonomik ve siyasi alandaki gelişmelerin Türkiye ekonomisinin performansını da etkilediğini, bir süredir sert ve olumsuz rüzgarlara rağmen dirençli kalarak büyümeyi sürdürebildiklerini kaydetti.
2022 yılında para ve kredi politikasına ilişkin çok sayıda düzenleme yapıldığını belirten Çakar, “Bankacılık sektörü hem ekonomi politikasını hassasiyetle destekledi hem de bilançosunu ihtiyatlı bir yaklaşımla yönetti. TL’nin aktiflerdeki payı yüzde 59, yüzde 56 oldu. yabancı para korumalı mevduatın etkisiyle yükümlülüklerde. Haziran 2023 itibarıyla krediler 10 trilyon TL, menkul kıymetler portföyü ise 3.2 trilyon TL seviyesinde.” dedi.
“KREDİLER BÜYÜDÜĞÜNDE RİSKLER MAKUL OLDU”
Ticari kredilerde en büyük payın yüzde 29 ile imalat sanayinde olduğuna dikkati çeken Çakar, “İmalat sanayinin payı son 5 yılda 5 puan arttı. Üretim, ihracat ve istihdamın belkemiğini oluşturan birçok sektöre kredi kullandırımını gerçekleştirenlerin, “Daha stratejik öneme sahip turizm ve tarım sektörlerine kullandırılan kredilerin artırılmasında yoğun bir rekabet var. Krediler büyürken riskler makul seviyelerde kaldı.” dedi.
Bankacılık sektörünün güçlü özkaynaklara sahip olduğunu ve kredi büyümesini destekleyecek sermaye yeterliliği ile çalıştığını vurgulayan Çakar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2023 yılının ilk yarısı sonunda sermaye yeterliliği yüzde 18. Sermaye yeterliliği hesaplamasında sağlanan esnekliğin etkisi yüzde 0,5 ile sınırlı seviyede. Öz kaynaklarımızı güçlü tutma konusunda hassasız. bu şekilde kredi büyümesini sürdürebilir, riskleri doğru yönetebilir ve şoklara karşı dirençli kalabiliriz, iç borçlanmayı desteklemek, dış finansman sağlamak, uluslararası rekabet gücünü korumak ve artırmak mümkün olacaktır.
Özkaynakların büyümesini ve gücünü destekleyen en önemli kalem olan net kârın özkaynaklara olan katkısı iyileşmiştir. Özkaynak karlılığı nominal olarak arttı, ancak enflasyonun gerisinde kaldı. Enflasyona endeksli menkul kıymetlerin piyasa değerindeki artışın yanı sıra bankacılık hizmetlerindeki artışa bağlı olarak faiz dışı gelirler özkaynak karlılığını olumlu etkilemiştir.
Alpaslan Çakar, sektör olarak amaçlarının TL cinsinden finans sektörünü büyüterek ekonomik aktiviteyi desteklemek ve toplumun ilerlemesine katkıda bulunmak olduğunu belirtti.
Çakar, 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin ardından Birlik olarak krediye erişimde gerekli kolaylıkların sağlanması, kredilerin ertelenmesi veya ertelenmesi, bazı durumlarda borçların silinmesi, hizmet birimlerinin kısa sürede toparlanması yönünde kararlar aldıklarını hatırlattı. hizmetleri kesintisiz olarak sürdürmek ve geçici hizmet birimleri kurmaktır.
“DİRENİŞİ ARTIRACAK EKONOMİK POLİTİKALARI DEĞERLİ VE DESTEKLİYORUZ”
Ekonomide sağlıklı ve kalıcı istikrarın sağlanmasına ve şoklara karşı direncin artırılmasına yönelik ekonomi politikalarını değerli bulduklarını ve desteklediklerini belirten Çakar, şunları kaydetti:
“Finansal istikrarı korumak, tasarruf dengesini makul düzeye getirmek, düşük ve öngörülebilir bir enflasyon ortamı sağlamak ve düşük enflasyonu sürdürmek için mali disipline ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Enflasyonla mücadelenin çetin olacağının da farkındayız. Küresel ölçekte ve ülkemizde uzun süredir yüksek seviyede ve inatçı olduğu için, Nedir bu, son zamanlarda düşük seviyeli bir enflasyonun ekonomik performansı her yönüyle çok olumlu etkileyeceğini deneyimledik. .
Mali disiplini ve düşük enflasyonu hedefleyen yaklaşımlar, finansal istikrarın korunmasına ve büyümesine, TL’ye olan talebin artmasına, beklentilerin pozitif tutulmasına, yönetilebilir bir risk ortamının oluşmasına, uluslararası entegrasyonun güçlenmesine, ülkemizin rekabet gücünün artmasına, piyasa dinamikleri içinde çalışmasına ve Türk Lirası’nın işlevini yerine getirmesine yardımcı olacaktır. finans sektörünün daha etkin, böylece ülkemizin sağlıklı büyümesine ve refahına daha fazla katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Bankacılık sektörü, ülkemizin gücüne ve geleceğine inanarak yatırımlarını büyütüyor. Paydaşlarımızla iş birliği içinde ekonomik büyümeden güç almaya, üretim, yatırım, istihdam ve ihracat büyümesini destekleyerek gücümüzü büyümeyi ve refah artışını sürdürmek için kullanmaya devam ediyoruz.”
Kaynak: AA