Hedef Mutluluk Safsatası

Hedef Mutluluk Safsatası

Mutlu hissediyor musun? “ Mutluluğu kim kaybetmiş ki ben bulayım" dediğini duyar gibiyim. “Şu hedefimi bir gerçekleştirsem, şu sınavı bir kazansam, bir evlensem, bir zengin olsam, bir atansam mutlu olacağım.” gibi beklentilerin var mı? Elbette vardır ve bu beklentilerinin olması ve senin bunlar için çabalıyor oluşun çok doğal bir durum. Burada hatalı olan düşünce sonsuz mutluluğun , bu beklentiler gerçekleştiğinde geleceğine inanmak.
Beklentilerimiz, isteklerimiz temel yaşamsal ihtiyaçlar değilse ve olmadığında hayatımıza bir şekilde devam edebileceğimiz şeylerse; bu beklentiler, istekler gerçekleştiği zaman mutluluk hedefimize ulaştığımızı sanırız ama bu çok uzun sürmez maalesef ve belli bir zamandan sonra yine eski halimize döneriz. Böyle durumlarda bizi mutsuz eden şey, temel yaşamsal ihtiyaç olmayan isteklerimizin eksikliği değil içsel bir eksikliğimiz oluyor.( Budak,2019).
Bizi mutsuz kılan mutluluğa yüklediğimiz anlam ve mutluluktan beklentilerimizdir. Çünkü oluşturmuş olduğun mutluluk tanımına ulaşamadığımız zaman kendimizi tükenmiş, değersiz, yetersiz hissederiz.
Öyleyse mutluluk nedir? Mutluluk kavramı şimdiye kadar tarifi tam olarak yapılamamış bir kavramdır. Bundan dolayı sana mutluluğun tam olarak ne olduğunu söyleyemem ama ne olmadığını söyleyebilirim. Bazı şeylerin ne olmadığını bilmek ne olduğunu bilmek kadar önemlidir. Mutluluğun ne olmadığını anlamaya başladığımızda ne olduğuna dair mantıklı tanımlara böylece ulaşabiliriz. Genelde mutluluğun tanımını yaparken işe olumsuz duyguları yok sayarak başlıyoruz. Mutlu insan üzülmemeli, öfkelenmemeli, kırılmamalı, kaygılanmamalı vs. sanıyoruz. Kafamızda belirlediğimiz olumsuz duygulardan arınmış bu ideal mutluluk tanımına ulaşamadığımızda kendimizi daha kötü hissediyoruz ve bir kısır döngü içerisine giriyoruz.
İster olumlu ister olumsuz olsun tüm duygular benliğimizin, doğamızın ayrılmaz parçalarıdır. Onları yok saymak bize ruhsal gerginlik, bedensel sıkıntılar vb. olarak geri döner. Sigmund Freud ifade edilmemiş duyguların aslında yok olmadığını, bu duyguların sonradan daha kötü şekillerde ortaya çıktığını söyler. Yani biz onları yok etmeye çalıştığımızda onlar da bizi yok etmeye çalışır. Ve yenilen biz oluruz. Bunların sonucunda mutluluğun bir tanımını yapacak olursak mutluluk; olumsuz duyguları, acıyı kabullenmektir diyebiliriz. Budak (2020), hayatın acılardan arınmış olması gibi beklentilerimiz olduğunda karşımıza çıkan ufak problemleri dahi büyütebileceğimizi ama acıyı kabullendiğimizde acılarla baş etmede daha güçlü olacağımızı söylüyor.
Olumlu ve olumsuz duyguları kabullendiğimizde burada önemli olanın bu duyguları doğru ve ölçülü bir biçimde yaşamamız gerektiğini bilmektir. Tüm duygular doğru ve ölçülü kullanıldığında bu duyguların bir çok işlevinin olduğunu görürüz. Bir kaç temel duygunun işlevine bakacak olursak:
Üzüntü duygusunun; kişinin motivasyonunu artırdığını, çaba gerektiren bazı işlerde üzgün ruh halinin kişide durumu değiştirmek için o işle uğraşma azmini artırdığını, kişinin muhakeme gücünü artırdığını söyleyebiliriz.
Kızgınlık duygusu; sınırlarımızı çizmemize, benliğimiz üzerindeki kontrolü elimizde tutmamıza yardımcı olur. Kızgınlıklarımızı; ilişkilerimize zarar gelmesin, ağzımızın tadı bozulmasın diye bastırıp halının altına süpürdüğümüzde gün gelir kokmaya başlar. Zarar gelmesin dediğimiz ilişkilerimiz bitme noktasına gelir.
Mutluluğa dair beklentilerimizi; olumsuz duyguları reddetmeden, acıyı kabullenerek, daha doğru açılardan bakarak oluşturduğumuz zaman daha mutlu ve verimli hissedebiliriz. Beklentilerimizi azalttığımız ve düzelttiğimiz sürece mutluluğa olan bakışımız da değişecektir.


KAYNAKÇA
Budak, B. (2019). Kendine İyi Davran Güzel İnsan. Destek yayınları.
Budak, B. (2020). Senin Suçun Değil. İnkılap.
Başkak, M. Üzüntünün de faydaları var. https://www.mehmetbaskak.com/blog/uzuntunun-de-faydalari-var adresinden 10 Haziran 2021 tarihinde alınmıştır