İspanya’daki Müslüman nüfusu son 30 yılda 10 kat arttı

Ajana, ramazan ayı vesilesiyle İspanya’daki Müslümanların genel yaşamları ve karşılaştıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu....

İspanya’daki Müslüman nüfusu son 30 yılda 10 kat arttı


Ajana, ramazan ayı vesilesiyle İspanya’daki Müslümanların genel yaşamları ve karşılaştıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.


“İspanya’da son 30 yılda Müslüman nüfusu 10 kat arttı. Resmi kayıtlara göre 2,5 milyon, resmi olmayan rakamlara göre ise yaklaşık 3 milyon Müslüman İspanya’da yaşıyor.” diyen Ajana, geçmişte tamamen göçmenler gibi görülen İspanya’daki Müslüman nüfusun artık İspanyol vatandaşları arasında da önemli yer aldığını kaydetti.


Ajana, ülkedeki Müslümanların 1 milyondan fazlasının İspanyol vatandaşı olduğunu, bunların bir kısmının vatandaşlık alan göçmenler, diğer kısmının da kökenlerinin tamamen İspanyol olduğunu ifade etti.


Fas, Pakistan, Bangladeş, Senegal ve Cezayir kökenli Müslümanların çoğunlukta bulunduğunu anlatan İslam Komisyonu Sekreteri, İspanya’daki Müslüman nüfusun çoğunluğunun Katalonya, Valensiya, Endülüs ve Madrid gibi endüstrisi gelişmiş bölgelerde yaşadığı bilgisini paylaştı.


“Ramazan programlarımıza Müslüman olmayan komşularımızı da davet ediyoruz”


Ajana, ayrıca İspanya’da mevcut durumda Müslüman toplumuna hizmet veren 53 İslam federasyonunun bulunduğunu ve 15’i büyük olmak üzere 2 bin kadar cami veya mescit olduğunu belirtti.


Dünyadaki tüm Müslümanlarda olduğu gibi İspanya’daki Müslümanlar için de ramazanın özel bir ay olduğuna dikkati çeken Ajana, sözlerine şöyle devam etti:


“Sosyal birlikteliğin yoğunlaştığı, Müslümanların iman ve tutkuyla yaşadıkları bir ay. Ramazanda iftar, teravih gibi toplu programlar ve bununla birlikte görünürlük de çok önemli. Ramazan programlarımıza Müslüman olmayan komşularımızı da davet ediyoruz. Bu birlikteliği diğer aylara da yaymanın gerekli olduğu mesajını vermek oldukça önemli.”


İslam Komisyonu Sekreteri, Müslüman nüfusun en yoğun olduğu Fas sınırındaki İspanyol şehirleri Ceuta ve Melilla’da birkaç yıl önce elde edilen, ramazan ve kurban bayramlarında Müslümanların bir gün resmi izin hakkını İspanya’nın geri kalan bölgelerinde yaşayan Müslümanlar için de istediklerini dile getirdi.


Ülkede 1992’de Evanjelik Dini Varlıklar Federasyonu, Musevi Toplumu Federasyonu ve İslam Komisyonu’nun İspanya devleti ile imzaladığı işbirliği anlaşmasıyla Müslümanların sosyal ve hukuki haklarının güvence altına alındığını belirten Ajana, buna rağmen çözüm bekleyen birçok sorunun olduğunu söyledi.


Ajana, başlıca sorunları cami yapımı için izin ve ruhsat alınması, nüfusun artmasına rağmen sadece 40 Müslüman mezarlığının bulunması, eğitim ve Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) olarak sıraladı.


“Her şeye rağmen nefret söylemlerine karşı her zaman dikkatli olmak gerekiyor”


İspanya’nın siyasi yapısı gereği merkezi hükümet, özerk yönetim ve belediyelerin kendi içlerindeki farklı uygulamaların çözüm süreçlerinin yavaş ilerlemesine neden olduğunu söyleyen Ajana, buna rağmen dini özgürlük ve sosyal haklarda geçmişe nazaran önemli yol katettiklerini vurguladı.


Ajana, mevcut haklar gereği en az 10 Müslüman öğrencinin olduğu her okulda bir İslam din dersi öğretmeni talep etme hakkının bulunduğunu, kuzeydeki Galisya, Cantabria, Asturias ve Navarra dışında ülke genelindeki tüm bölgelerde toplam 148 İslam din dersi öğretmeninin görev yaptığını anlattı.


Müslüman karşıtlığı konusunda Avrupa’nın diğer ülkelerine nazaran İspanya’daki durumun çok daha iyi olduğunu kaydeden Ajana, “Her şeye rağmen nefret söylemlerine karşı her zaman dikkatli olmak ve tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Özellikle ekonomik sorunların, işsizliğin arttığı dönemlerde İslamofobi de artıyor. Müslüman toplumunun bunun bilincinde olması gerekiyor. Hiçbir işe yaramayacağı düşüncesi ya da durumu daha da kötüleştireceği endişesiyle İslamofobi vakalarının bildirilmemesi en büyük sorun.” ifadelerini kullandı.


Diğer yandan İspanya’da 711-1492 yıllarında Endülüs İslam döneminin tarihi açıdan önemli olduğunu ancak geçmişe şartlanmadan günün gerçeklerine odaklanmak gerektiğini ifade eden Ajana, “İspanya’daki Müslümanlar, kendi sosyal tecrübelerini oluşturarak günümüz gerçekleriyle bağdaşan, mükemmel bir birlikte yaşamı yaratmalıdır. İspanya dışındaki çatışma alanlarındaki konuların buraya taşınıp gereksiz tartışmalar yaratılmasından kaçınmak gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.