Kişi başına düşen milli geliri 16 bin dolara yükselteceğiz

İzmir İktisat Kongresi’nin tarihi binası, aslına uygun olarak restore edildi. Restorasyon süreci tamamlanan tarihi bina,...

İzmir İktisat Kongresi’nin tarihi binası, aslına uygun olarak restore edildi. Restorasyon süreci tamamlanan tarihi bina, yüzüncü yılında yeniden açıldı. 

Açılışta konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Bizler, 100 sene evvel İzmir İktisat Kongresi’nin gerçekleştirildiği ve ne acıdır ki, geçmiş yönetimlerin, hatta Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partinin dahi ilgisizliği sonucunda, 1979 yılında yıkılan, Cumhuriyetimizin ortak hafızası açısından son derece önemli bir değer taşıyan tarihi binayı, yeniden ayağa kaldırıyoruz” dedi.

​Cumhuriyetin ilanından önce yeni Türkiye’nin iktisat politikasını belirlemek amacıyla 17 Şubat 1923’te Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nin düzenlendiği bina, 1979 yılında yıkıldıktan sonra uzun yıllar atıl kaldı. Tarihi alana ilişkin harekete geçen İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından aslına uygun yenileme çalışmaları başlatıldı. İzmir Valiliği, İktisat Kongresi’ni 100’üncü yılında yeniden aynı yerinde düzenlemek üzere proje hazırladı. Tarihi alanda bulunan eserler koruma altına alınırken, bina projesinin aslına uygun hazırlanmasının ardından yüklenici firma, 83 milyon 55 bin TL bedelle 2 katlı, 14 metre yüksekliğindeki kongre merkezinin yapımına başladı. Kongrenin 100’üncü yılı olan 17 Şubat 2023’te açılması planlanan ancak Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından açılışı ertelenen binanın dış cephesi, döneme uygun biçimde taşla kaplandı. İç kısımda ise modern bir kongre merkezinin yanı sıra tarihi belgeler ve materyaller bulunuyor. Açılışa AK Parti Genel Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve davetliler katıldı. Açılış töreni Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlarken, ardından da hazırlanan kısa film izlendi. Sanatçı Yücel Arzen de müzik dinletisi gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger yaptı. Kongre binasının yıllarca İzmir’in kanayan yarası olduğuna vurgu yapan Köşger, “Türkiye ve Türk iktisat tarihi açısından çok önemli bir yeri olan kongrenin yapıldığı binanın 1979 yılında dönemin belediye başkanı tarafından tescillenme aşamasındayken yıktırılması ve bulunduğu yerin uzun yıllar otopark ve benzeri şekilde, kongrenin ruhuna yakışmayacak biçimde kullanılması, yıllarca İzmirlilerin gönlünde kanayan bir yara olmuştur” dedi.

‘7 BİN METREKARE ALANA SAHİP’

Kongre binası hakkında da bilgiler veren Köşger, “Mülk sahiplerini ikna ettik ve 14 Nisan 2022 itibarıyla arsanın satın alınma işlemi tamamlandı, tapusu alındı. Binanın dış cephesinin tarihi binanın dış cephesi ile birebir aynı olacak şekilde, iç kısmının ise modern bir kongre merkezi olarak inşa edilmesine karar verildi. Zemin alanı 2 bin 666 metrekare, toplamda 7 bin metrekare inşaat alanına sahip iki katlı bina, Anadolu ve Trakya olarak adlandırılan iki bölümden oluşturuldu.

Anadolu bölümünde; 726 kişilik konferans salonu, ofisler, prova odaları ve protokol alanı, Trakya bölümünde ise toplam 470 kişiye aynı anda hizmet verebilecek 3 adet seminer ve 3 adet de toplantı salonu, hareketli bölmeleri sayesinde esnek kullanıma olanak sağlamak üzere tasarlandı. Ayrıca binanın zemin katında bina yapımı öncesi kazılarda ortaya çıkartılan kalıntıların sergileneceği bir fuayeye de yer verildi” dedi. 

‘UMARIM TOPARLANMA GAYRETİ GÖSTERİRLER’

Köşger’in konuşmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de açılışta konuşma yaptı. Tarihi binayı yeniden ayağa kaldırdıklarının altını çizen Bakan Nebati, “Bizler, 100 sene evvel İzmir İktisat Kongresi’nin gerçekleştirildiği ve ne acıdır ki, geçmiş yönetimlerin, hatta Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partinin dahi ilgisizliği sonucunda, 1979 yılında yıkılan, Cumhuriyetimizin ortak hafızası açısından son derece önemli bir değer taşıyan tarihi binayı, yeniden ayağa kaldırıyoruz. Hemen bakanlığımız tarafında sahiplenilmesiyle bu noktaya gelmesi İzmir için, Türkiye için o kadar açık mesajalar veriyor ki umarım bu mesajları birileri alıp toparlanma gayreti gösterirler” dedi.

‘BÜYÜK KAZANIMLARA İMZA ATTIK’

İktisat Kongresi’nde alınan kararların önemine vurgu yapan Nebati, “İzmir İktisat Kongresi, milletimizin cephede yazdığı destanlarla elde ettiği siyasi bağımsızlığını, iktisadi bağımsızlık iradesiyle perçinleyen tarihi bir kongreydi. Kongrenin açılışında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı husus şuydu: “Siyasî, askerî muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi muzafferiyetler ile tetviç edilemezlerse husule gelen zaferler payidar olamaz, az zamanda söner.  Millî Mücadele yıllarında, Misak-ı Milli nasıl ki bizlere ortak bir mefkûre tayin etmişse, İzmir İktisat Kongresi’nde alınan Misak-ı İktisadi Kararları da yine o dönemin koşullarında, yeni Türkiye’ye bir istikamet belirliyordu. Cumhuriyetimizin kuruluş arifesinde alınan Misak-ı İktisadi Kararları’nın önemli bir kısmı esasen bugün de bizlere yol gösterici niteliktedir.”

BAKAN NEBATİ İKTİSAT KONGRESİ’NDEN ALINTILAR YAPTI

Bakan Nebati 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlardan bazılarını şöyle sıraladı: 

‘ Türkiye halkı, tahribat yapmaz imar eder. Bütün mesai, iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur. Ekonomide bağımsızlıktan fedakârlık edilmemeli, milli sanayi teşvik edilmeli, öncelikle milli kaynaklar değerlendirilmelidir. Yerli olacaksın, milli olacaksın sanayiye sahip çıkacaksın.’

“Sanki bugünü, bugünkü koşulları görmüş de mesajlar veriyor” diyen Nebati “‘Çiftçiye kredi verilerek girişimciler teşvik edilmelidir. Dış rekabete dayanabilmek için sanayi toplu ve bütün olarak kurulmalıdır. Üretici, sanayici ve ihracatçı desteklenmelidir.’ Alınan bu kararlar, yaşadığı onca sıkıntıya rağmen milletimizin iktisadi alanda da boyun eğmez iradesinin ve azminin ne kadar yüksek olduğunun somut bir göstergesi ve tüm dünyaya ilanıydı. İşte bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bizler de aynı boyun eğmez irade ve azimle, milletimiz için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. Dışarıdan bize verilmiş reçeteleri reddediyoruz. Bu topraklardan üretilmiş, bu toprakları tanıyan reçeteler, özgüveni yüksek reçeteler, potansiyeline inanan, kültürünü reddetmeyen reçeteler, yerli ve milli reçetelerle yolumuza devam ediyoruz. Böylece son 21 yılda milletçe büyük başarılara ve asırlık kazanımlara hep beraber imza attık” diye konuştu.

‘BİZİM SESİMİZ BİZE YETER’

100 sene önceki milli mücadele ruhuyla çalıştıklarını belirten Bakan Nebati, “2002 yılında 238 milyar dolar olan milli gelirimizi bugün neredeyse 4’e katlayarak 905 milyar doların üzerine çıkardık. Yatırımlarımızı 5 kat artırarak 263 milyar dolar seviyesine ulaştırdık. İhracatımızı 7 kat artışla 256 milyar dolar seviyesine taşırken, bugün 228 ülke ve bölgeye ihracat yapan bir ülke konumuna geldik. Sağladığımız desteklerle son 21 yılda binlerce fabrika ve tesisi ülkemize kazandırdık. Gizli-açık türlü saldırılara rağmen gayretlerimiz sayesinde bizler bugün milli gururumuz Togg’u, ordumuzun yüzen kalesi TCG Anadolu’yu, yerli ve milli İHA’larımızı, SİHA’larımızı, Kızılelma savaş uçağımızı, ülkemizin ilk yüksek çözünürlüklü İMECE uydusunu, yeni Altay tankımızı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’mizi, yine asırlık bir eser olan İstanbul Finans Merkezi’mizi konuşuyoruz. Az önce saydıklarımın tamamı nisan ayı içinde Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayan 85 milyon insana ‘Gurur duyun ey milletim’ diye ortaya çıkarılan eserlerdir. Her biri başlı başına devasa birer şaheser olan tüm bu büyük kazanımlarımızı ve daha nicelerini, tıpkı 100 sene evvelki milli mücadele ruhuyla çalışarak milletimizin hizmetine sunuyoruz. Milli mücadele ruhu lafla olmaz. Konuşarak da olmaz. Dışarıdan kulak kabartmaya gerek yok. Bizim sesimiz bize yeter. Tüm bunlar, milletimizin ortak kazanımları, hepimizin ortak gururudur” dedi.

‘RİSKLERİ BERTARAF EDİYORUZ’

Ülke ekonomisinin en hızlı büyüyen ülkeler arasında olduğuna vurgu yapan Bakan Nebati, “Tüm bunlar, cumhuriyetimizin ilk asrının sonuna yaklaşırken, ülkemizin daha güçlü ve daha müreffeh yarınlarının teminatıdır. Esasen tüm bunlar, cumhuriyetimizin kurucu kadrolarının da hayali olan, her bakımdan tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye idealinin, yani Türkiye Yüzyılı’nın da yaklaşan ayak sesleridir. Bildiğiniz üzere dünya son 3 yıldır eşi görülmemiş hadiseleri tecrübe ediyor. Küresel salgın ve Rusya-Ukrayna savaşı küresel ekonominin tüm dengelerini sarsmıştır. Bugün, bunların etkileri kısmen atlatılmış olsa da ABD’de son dönemde meydana gelen banka iflasları ve Rusya savaşının oluşturduğu belirsizlikler devam ediyor. Bu koşullar altında ekonomilerin üretimi kesintisiz sürdürebilmesi, istihdam sağlayarak büyüyebilmesi giderek daha da zorlaşıyor. Ancak bizler doğru zamanda doğru adımlar atarak tüm bu riskleri bertaraf ediyoruz. 2021 yılının sonunda, dünyadaki yeni koşulların doğurduğu fırsatlardan yararlanabilmek, ülkemizin önemli bir küresel tedarik ve üretim merkezi haline gelmesini sağlamak amacıyla yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen Türkiye Ekonomi Modelimizi hayata geçirdik. Bu model hepimizin. Modelimizle, geçmişten bu yana, ekonomimizin kronik sorunlarına hiçbir çare olmayan ana akım politikalara alternatif bir yaklaşım benimsedik. Gerek maliye gerekse para politikasında ülke koşullarımızın gerektirdiği tüm adımları kararlılıkla attık. ‘Yerli ve milli imkanlarla üreteceğiz, ihraç edeceğiz, büyüyeceğiz ve kalkınacağız’ dedik. Selektif kredi yaklaşımı ile teknoloji yoğun, katma değerli üretim alanlarını desteklemeye başladık. Böylece, ekonomimiz 2022 yılında yüzde 5,6 büyüyerek G20 ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden birisi olmuştur” ifadelerini kullandı.

‘ENFLASYONLA MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Kongre binasının açılışında yaptığı konuşmada enflasyona da değinen Bakan Nebati, mücadele etmeye devam edeceklerini belirtip, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyümenin kompozisyonuna baktığımızda yatırımlar, ihracat ve turizm gibi sürdürülebilir bileşenlerin payının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Üretim ve yatırımlardaki güçlü performans, istihdam piyasasına da olumlu olarak yansıyor. Salgının ardından rekor bir hızla 6,4 milyon insanımız istihdama katıldı ve istihdam 2023 yılı şubat ayı itibarıyla 31,5 milyon kişiye ulaştı. Bu süreçte mali disiplinden de asla taviz vermiyoruz. Bütçe açığı ve borç stoku göz önüne alındığında ülkemiz birçok gelişmiş ülkeye göre son derece olumlu bir şekilde ayrışmaya devam ediyor. Son dönemde küresel düzeyde uygulanan sıkı para politikalarının bir sonucu olarak banka iflasları yaşanırken; bizim bankacılık sektörümüz sağlam temelleri, yüksek sermaye yeterliliği, kalifiye insan gücü ve dijital yenilik kapasitesi ile ülkemizi finans alanında ön plana çıkarmaya devam ediyor. Yaşanan bu banka iflasları, ana akım politikalardan ayrışarak yüksek faiz yerine üretimi, istihdamı ve büyümeyi tercih etmemizin haklılığını da bir kez daha gözler önüne seriyor. Bizler bu politikaları uygularken enflasyonu karşımıza engel olarak sunanlar oldu. Ancak bugün gelinen noktada enflasyonu önce frenleyip sonra düşürmekle kalmadık resesyon korkularının tüm dünyayı sardığı bir ortamda büyümeye de devam ettik. Enflasyona karşı verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmiyor, rehavete kapılmadan fiyat artışlarını etkileyen tüm unsurlarla mücadelemizi sürdürüyoruz. Enflasyonu tedrici bir şekilde tek haneli seviyelere çekmeye de kesin kararlıyız.”  

‘MİLLİ GELİRİ 16 BİN DOLARA YÜKSELTECEĞİZ’

Kişi başına düşen milli geliri yükselteceklerini söyleyen Bakan Nebati, “Küresel rekabete karşı yüksek katma değerli üretimi, dijitalleşmeyi, yeşil dönüşümü destekliyoruz. Ülkemizin, daha bugünden birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakmış olduğu yenilenebilir enerji üretimini, yatırımlar ve teşviklerle sürekli artırıyor, rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde tarihi rekorlar kırıyoruz. Üretmek isteyen her insanımızın önünü açıyor, kapsamlı teşvikler sunuyoruz. Çünkü bizim yarına dair hedeflerimiz var. 2028 yılına kadar yıllık yüzde 5,5 büyüme oranıyla milli gelirimizi 1,5 trilyon dolara, ardından da asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkaracağız. Dış ticarette 1 trilyon dolar hedefine ulaşacağız. Kişi başına düşen milli gelirimizi 16 bin dolara yükselteceğiz. 6 milyon yeni istihdam ile 2028 yıl sonunda toplam 38 milyon istihdama ulaşacağız. Türkiye Yüzyılı’nda da yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelinde büyüyerek ekonomimizi her geçen gün daha da güçlendireceğiz. Yerli ve milli kalkınma stratejilerimizi sürdüreceğiz. Milletimizin iradesinden başka hiçbir iradenin gölgesinde kalmadan, muasır medeniyetler seviyesine ulaşıp aşmak için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

‘LAF UÇAR ESER KALIR’

Açılışta konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Binali Yıldırım ise “Aslında bu toplantıyla ilgili planım yoktu. Hazine ve Maliye Bakanımız kolumdan tuttu getirdi. 1979’da İzmir Belediyesi Başkanı burayı yıkmaya karar veriyor. Eşraftan insanlar ‘Burası tarihi kongrenin yapıldığı yer. Tarihi bir yer yıkmayın’ diyor. O da ‘Burası mezbele bir yer İzmir’e yakışmıyor. Ben burayı yıkarak Atatürk’ü de kurtaracağım’ diyor. Anlayışa bak. Büyük bir talihsizlik. İzmir gibi Atatürk hassasiyeti zirve yapmış bir şehir için büyük talihsizlik. Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak lafla olmuyor. Laf uçar eser kalır. Valimizi tebrik ediyorum. Burası önce tescillendi, Maliye Bakanımız burada işe dahil oldu. Cumhurbaşkanımız başından beri himaye etti” dedi.

‘İSTİKRARIN SÜRMESİ LAZIM’

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerle ilgili de konuşan Yıldırım, “Türkiye yüzyılında tecrübe çok önemli. Belirsizlik ülkenin kazanımlarını geri götürür. Tecrübe enerjiyle birleşecek. Meclis kadrolarımızı gençleştiriyoruz. Benim gibi dinozorlar artık yok. Genç kadrolarla tecrübelileri birleştiriyor. İstikrarla yola devam ediyoruz. Seçim hakkında konuşmak istemiyordum ama konuşmak hasıl oldu. Diğer ittifakın adayı belli olunca dağdan, Avrupa’dan ABD’den gece gündüz açıklamalar geliyor. Bu beni dehşete düşürdü. 20 yıllık kazanımımız var. Terörü sadece sınırlarda değil, Türkiye’nin dışında oluşturduğumuz güney sınırlarımızda kuşakla kontrol altına aldık. İtiraf ediyorlar. Diyorlar ki; 14 Mayıs’ta Recep Tayyip Erdoğan gitsin, İHA’lar, SİHA’lar tepemizden gitsin nefes alalım, eyalet sistemini getirelim. Hapishaneleri boşaltalım. Bu akıl tutulması. Bir ortağı da çıkıp bir şey söylemiyor. O zaman iş başa düşüyor. Sevelim sevmeyelim memlekete sahip çıkacağız. Mesele memleket meselesi. İstikrarın sürmesi, Türkiye’nin hızının kesilmemesi, tekrar büyük bir gayretle kontrol altına aldığı terörün tekrar hortlamaması için çok dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.

Konuşmaların ardından kurdele kesim töreniyle birlikte İzmir İktisat Kongresi binası açıldı. Programda davetli olan Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir de kurdele kesim töreninde yer aldı. Çekilen hatıra fotoğrafının ardından açılış sona erdi.

 

Kaynak: DHA