Kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06a ulaştı
ESKİŞEHİR'DE SULTANDERE KÖY YAŞAM MERKEZİ VE GASTRONOMİ ATÖLYE AÇILIŞI VE AİLE EĞİTİMİ SERTİFİKA TÖRENİ’NDE KONUŞAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI MAHMUT ÖZER, “CUMHURİYETİN İLK YÜZYILINDA İLK KEZ KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMDEKİ OKULLAŞMA PROBLEMİ SON YİRMİ YILDA ÇÖZÜLDÜ. 2000'Lİ YILLARDA ORTA ÖĞRETİMDEKİ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 44 DEDİK. ORTAÖĞRETİMDEKİ KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 39,2 İDİ. BUGÜN KIZ ÇOCUKLARININ ORTAÖĞRETİMDEKİ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 95,06” DEDİ.
Eskişehir’de Sultandere Köy Yaşam Merkezi ve Gastronomi Atölye açılışı ve Aile Eğitimi Sertifika Töreni’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Cumhuriyetin ilk yüzyılında ilk kez kız çocuklarının eğitimdeki okullaşma problemi son 20 yılda çözüldü. 2000’li yıllarda orta öğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44 dedik. Ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2 idi. Bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06” dedi.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı ziyaretinin ardından Sultandere Köy Yaşam Merkezi ve Gastronomi Atölye Açılışı ve Aile Eğitimi Sertifika Dağıtım Töreni’ne katıldı. Burada konuşan Bakan Özer, Eskişehir’deki eğitim yatırımlarının okul öncesinden yükseköğretime her kademede oldukça iyi bir noktada olduğunu söyledi. Özer, Eskişehir için 459 milyon lira civarında olan yatırım miktarına 760 milyon lira daha ilave ederek bütçeyi 1 milyar 219 milyon liraya çıkardıklarının altını çizdi. Konuşmasının ardından yaşam merkezinde eğitim alan ailelere sertifikalarını veren Bakan Özer, eşi Nebahat Özer ile birlikte açılışı yapılan merkezi ve içerisindeki, öğrenciler tarafından açılan stantları gezdi.
“Son 19 yıldaki bu sosyal politikaların 2022 yılı rakamlarıyla karşılığı 525 milyar liradır”
Son 20 yılda Türkiye’nin sermayesinin, niteliği artırmada en verimli şekilde kullanıldığını söyleyen Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bugün rekabet etmiş olduğumuz gelişmiş ülkeler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra okullaşma oranlarını yüzde 95’lere eriştirmiş olmalarına rağmen Türkiye 2000’li yıllara geldiği zaman eğitimde karnesi çok da iyi değildi. 2000’li yıllarda 5 yaştaki okullaşma oranları yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44’ler civarındaydı. Yani 2000’li yıllarda lise çağ nüfusunun yarısı eğitimin dışındaydı. Peki, madem bir ülkenin en kalıcı sermayesi rekabet gücünün omurgası insan kaynağı ise neden yetmiş yıl bu gecikme yaşanmıştır Türkiye’de? İşte son yirmi yıl, cumhuriyetin ilk yüzyılının tüm eksikliklerinin giderildiği bir döneme tekabül etmektedir. Bunun için 81 ilde, tüm ilçelerde hiçbir bölge ayrımı gözetmeksizin gerçekten devasa yatırımlar yapıldı. Okullar, derslikler yapıldı. Düşünün, bir eğitim sisteminde on dokuz yılda derslik sayısı 300 binden 900 bine çıkıyor. Öğretmen sayısı yirmi yılda 500 binden 1,2 milyona çıkıyor. Sadece bunlar yapılmadı. Özellikle sosyoekonomik seviyesi dezavantajlı olan ’garip gureba’ dediğimiz kesimin eğitime erişebilmesi için eğitimde çok ciddi sosyal politikalar devreye girdi. Şartlı eğitim yardımları, özellikle kız çocuklarının eğitim erişmesi için, burslar, pansiyonlar, ücretsiz taşımalı eğitim, ücretsiz ders kitabı, ücretsiz kaynaklar gibi. İstikrarlı bir şekilde hiç vazgeçilmeden eğitime erişimi güçlendirecek politikalar yürürlüğe sokuldu. Son on dokuz yıldaki bu sosyal politikaların 2022 yılı rakamlarıyla karşılığı 525 milyar liradır” diye konuştu.
“Bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06”
Kız çocuklarının 2000’li yılların başındaki okullaşma oranının büyük oranda arttığını kaydeden Bakan Özer, “Cumhuriyetin ilk yüzyılında ilk kez kız çocuklarının eğitimdeki okullaşma problemi son yirmi yılda çözüldü. 2000’li yıllarda orta öğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44 dedik. Ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2 idi. Bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06. Yani ilk kez bu toplumun, ayrım yapılmadan herkesin eğitime erişebildiği bir döneme tekabül ediyor. Bu coğrafya Müslüman bir coğrafya. Bu coğrafya Ebu’l Hasan Harakâni Hazretlerinin, Hazreti Mevlâna’nın, Sadreddin Konevi’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Hacı Bayram Veli’nin, Yunus Emre’nin, Nasrettin Hoca’nın gönül coğrafyası yaptığı yerlerdir. İlk kez bu coğrafyanın çocuklarına imam hatip dışındaki okullara gidenlere, dinini öğrenmeye, Kuran-ı Kerim’i öğrenme, Peygamberin hayatını öğrenme imkânı getirildi” şeklinde konuştu.
“Hane sayısı 10’un altında olmayan ama köy okulu kapalı olan tüm okulları vatandaşımızın hizmetine sunacağız”
Son 4 ay içinde 2 binin üzerinde köy yaşam merkezini hizmete aldıklarını belirten Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Kritik bir döneme girdik. Özellikle gıda tedarik zincirlerindeki o sıkıntılardan dolayı tarım ve hayvancılık artık stratejik bir alana dönüşmeye başladı. İşte bu iki trendi birleştirerek atıl olan köy okullarını tekrar eğitim birimi olarak insanlarımızın hizmetine sunmak için yeni bir başlangıç yaptık. Anaokulları, ilkokullar ama bir ilave yaptık, o okulun etrafında yaşayan köylü vatandaşlarımızın tarımdan hayvancılığa kadar her türlü meslek kursunu alabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri imkânı sunan halk eğitim merkezlerini de köy okullarının içerisinde barındırdık. İlk kez yetişkinler ile torunlar ve çocuklar aynı eğitim çatısı altında bir araya geldiler. Şu ana kadar 4 ay içerisinde 2 bin 200 tane Köy Yaşam Merkezimizi hizmete aldık. Buradan bir müjde de vereyim, önümüzdeki 3 ay içerisinde Türkiye’deki hane sayısı 10’un altında olmayan, ama köy okulu kapalı olan tüm okulları vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Tüm köy okullarını açacağız. Bu köy okullarıyla birlikte sadece merkezde değil Türkiye’nin her noktasında insanımızın yaşadığı her noktaya eğitimi ulaştırmak, sadece öğrencilere eğitim çağı nüfusuna değil, yetişkinlerimize de eğitimi ulaştırmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz” ifadelerini kullandı.