Kültepede açığa çıkartılanların eşi benzeri yok
Kayseri Tarihini 6 Bin Yıl önceye Dayandıran Arkeolojik Bulgu Ve Belgelerin Gün ışığına çıkarıldığı Kültepe Kaniş-karum ören Yeri Kazıları 75. Yılında. 75 Yıldır Kesintisiz Olarak çalışmaların Devam Ettiği Kültepe'nin şuana Kadar Yüzde 3'lük Kısmı Kazılırken, Açığa çıkartılan Kalıntı Ve Mimari Objelerin Ise Dünyada Benzeri Bulunmuyor.
Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran arkeolojik bulgu ve belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri kazıları 75. yılında. 75 yıldır kesintisiz olarak çalışmaların devam ettiği Kültepe’nin şu ana kadar yüzde 3’lük kısmı kazılırken, açığa çıkartılan mimari kalıntı ve arkeolojik objelerin ise dünyada benzeri bulunmuyor.
Kayseri-Sivas karayolu üzerinde bulunan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri’nde Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığındaki kazı çalışmaları devam ederken, elde edilen bulgular tarihe ışık tutuyor. İlk sistematik kazıların 1948 yılında başladığını ve kesintisiz olarak kazıların 75 yıldır devam ettiğini aktaran Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu Kültepe’nin; Anadolu ve Orta Doğu’nun bilinmeyen tarihine ışık tuttuğunu belirtti. 75 yıl içerisinde birçok bilim insanının da Kültepe’de yetiştiğinin altını çizen Kulakoğlu; "İlk sistematik kazılar 1948 yılında başladı Kültepe’de. O zaman Anadolu’da ya da Türkiye’de sınırlı sayıda kazı vardı. En başta Atatürk tarafından başlatılan Alacahöyük kazıları o dönem bekleme sürecindeydi. Şimdi ise Türkiye’de 500’e yakın kazı yapılıyor. Kültepe; bu kazılar içerisinde 75. yılını dolduran ender kazılardan bir tanesi. Kesintisiz olarak aynı ekip tarafından 75 yıldır yapılan bir kazıdan bahsediyoruz. Bakanlığın izinleriyle Ankara Üniversitesi adına yapılan. Kazılarda 75 yılda neler oldu? Açıkçası 75 yıl içinde yapılan keşifler; o zamana kadar Anadolu’nun ve Orta Doğu’nun bilinmeyen tarihi geçmişini bize gösterdi. O zamana kadar hiç bilinmeyen ’koloni çağı’ diye bir kavram bilinir hale geldi. Bu sayede Anadolu’nun ortasındaki Kayseri’deki bir merkez, sadece bu bölgeyi değil bütün Orta Doğu’daki yaklaşık olarak 250-300 yıl arasındaki döneme ışık tuttu. Mezopotamya’dan, Asur şehrinden gelen tüccarlar sayesinde Anadolu insanı okuma-yazmayı öğrendi. Onların bıraktığı çivi yazılı tabletler aracılığıyla bunları okuyabiliyoruz. Kültepe’de bulunan tabletler ve arkeolojik eserler sayesinde dünyanın bir dönemine ışık tutan bir merkez haline geldi. Kültepe’de bu 75 yıl içerisinde birçok bilim insanı burada yetişti. Önasya Arkeolojisi dediğimiz disiplin dalı içindeki bütün hocalar hemen hemen hepsi Kültepe’de yetişti. Kültepe’den sonra kendi kazılarını yaptılar, daha sonra kendi öğrencilerini yetiştirdiler. Sadece Türkiye’den değil dünyadan da birçok önemli arkeolog Kültepe’ye geldi, çalıştı, yetişti ve bu sayede onlar da hem kazı tekniklerini hem de tarihi öğrenip kendi ülkelerinde veya başka ülkelerde kazılara devam ettiler" ifadelerini kullandı.
"4 bin sene önce Kayseri, dünyanın önemli şehirlerinden bir tanesiydi"
Bölgedeki kazıların şu ana kadar yüzde 3’lük kısmının tamamlandığını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kulakoğlu; çivi yazılı tabletlerden elde edilen bilgiler istikametinde Kültepe’nin 4 bin yıl önce dünyanın önemli şehirlerinden bir tanesi olduğunu vurguladı. Kulakoğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
"Dolayısıyla 75 yıl belki uzun bir süre gelebilir ama bu Kültepe için bir şey değil. Kültepe’nin kapsadığı alan yaklaşık 3 kilometre çapında bir alan. 4 bin sene önce çok büyük bir alanda yerleşim vardı ve aslında dünyanın en önemli şehirlerinden bir tanesiydi. Burada şu ana kadar 75 yıl içinde yapılan çalışmalar yüzde 2-3’lük kısımdan fazlası değil. Arkeolojik kazılar yavaş yapılması gerekir, iş makinesiyle kazı yapmıyoruz zaten. Dolayısıyla bu sisteme bağlı kalarak yapılan kazılar uzunca zaman alıyor. Ama ona rağmen dünyadaki diğer kazılarla karşılaştırdığımızda açığa çıkartılan kalıntılar ve mimari objeler başka hiçbir yerde yoktur."