KURAKLIĞIN TARIM ÜRÜNLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Kuraklığın tarım ürünleri üzerindeki doğrudan etkileri, yağmur suyuna bağımlı ve sulama sistemleriyle yapılan tarım ürünlerinin miktar ve kalitesinin düşmesine de sebep olmaktadır.
KURAKLIĞIN TARIM ÜRÜNLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Ülkemizde ve dünyada son yıllarda etkisi giderek artan kuraklık, bu yılda etkisini ciddi bir şekilde hissettirmeye devam ediyor. Yükselen sıcaklıklar ve yağış rejiminin değişmesi, kuraklığı da beraberinde getirmektedir. Kuraklık tarımsal ürünleri doğrudan etkilemektedir. Bu durum, tarımsal alanların sulanması için kullanılan sulara erişimi de etkilemektedir.
Kuraklığın tarım ürünleri üzerindeki doğrudan etkileri, yağmur suyuna bağımlı ve sulama sistemleriyle yapılan tarım ürünlerinin miktar ve kalitesinin düşmesine de sebep olmaktadır. Türkiye, 2023 yılında da şu ana kadar maalesef görünen o ki yine kuraklık sorunuyla karşı karşıya kalacaktır. Özellikle hububat üretimi açısından yağışların ciddi oranda azalması endişe vericidir. Özellikle bu yıl da bunu çok ağır bir biçimde hissediyoruz. Hububatta rekoltenin çok düşük olacağını tahmin ediliyor. Hububat tarımı yapan çiftçilerimiz, kışın ortasında, ocak ayında yağışlar yağmadığı için tarlalarını sulamak zorunda kalıyor. Sulama imkânı olmayan çiftçilerimiz ise ‘Allah'ın rahmetine kaldık' diyerek bu yıl üründen vazgeçtiler. Kuraklığın etkisi ile tarlalarını erken sulamak zorunda kalan çiftçiler hesapta olmayan su maliyetiyle de karşı karşıya kaldılar. Maliyetlerin artması önümüzdeki yıllarda tarımsal üretimin azalmasına neden olacaktır.
*Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Genel Sekreteri Petteri Taalas, Türkiye’de de önümüzdeki yıllarda sıcaklık ve kuraklığın artacağını, bunun tarım ve hayvancılık için kötü haber olduğunu belirterek, “Kuraklığın uzun vadede gıda fiyatları üzerinde daha fazla negatif etkilerinin görülmesini bekliyoruz, daha yüksek gıda fiyatları görebiliriz” dedi.
- Burada temel sorun, insanlığın doğadan istediğiyle doğanın verebileceği arasındaki çelişki. Üretimin daha fazla artması, büyümenin daha da fazla artabilmesi için doğa, doğal varlıklar inanılmaz bir hızla talan ediliyor.
- Şimdi kuraklık meselesinden bahsediyoruz ama niye bizim bir su politikamız yok, bundan bahsetmiyoruz.
- Mesele yalnızca su miktarının azalması değil, aynı zaman da kullanılabilir su varlıklarının da yok edilmesidir. Tatlı su kaynaklarının çok büyük bir kısmı kimyasal kirlenmeyle karşı karşıyadır.
- Mesele, bir taraftan su miktarının mutlak olarak azalması, diğer taraftan da nitelik olarak su kalitesinin ortadan kalkması. Birinci planda en fazla su kullanan sektör tarım, ardından sanayi geliyor.
- Ürün desenine göre bir sulama politikası ne yazık ki hâlâ Türkiye'de egemen kılınmadı.
*Dünya Tarım Örgütü, (FAO), iklim değişikliği senaryolarından hareketle alınabilecek önlemlerin bazılarını şöyle sıralamaktadır: Tarımsal kuraklık için afet analizlerinin daha güvenilir veriler elde edilebilecek şekilde yapılması; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik verimliliğinin iklim değişikliği etkilerine karşı korunması, tarımda kullanılacak olan su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde planlanması, kuraklığa dayanıklı tohum çeşitlerinin geliştirilmesi ve sayılarının artırılmaları gerekmektedir.