Manisanın Yunan işgalinden kurtuluşunun izlerini sürdü, ilk şehitlere ulaştı

YAKLAŞIK 3 BUÇUK YIL YUNAN İŞGALİNDE KALAN MANİSA’NIN TÜRK ORDUSU TARAFINDAN KURTARILDIĞI 8 EYLÜL 1922 GÜNÜ ÖNCÜ BİRLİKTEN ŞEHİT EDİLEN MEHMETÇİKLERİN İSİMLERİNİN PEŞİNE DÜŞEN YEREL TARİH ARAŞTIRMACISI ERKAN AKBALIK YAPTIĞI ARAŞTIRMALARLA UNUTULAN KAHRAMANLARIN İSİMLERİNİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI.

Manisanın Yunan işgalinden kurtuluşunun izlerini sürdü, ilk şehitlere ulaştı

Yaklaşık 3 buçuk yıl Yunan işgalinde kalan Manisa’nın Türk Ordusu tarafından kurtarıldığı 8 Eylül 1922 günü öncü birlikten şehit edilen Mehmetçiklerin isimlerinin peşine düşen yerel tarih araştırmacısı Erkan Akbalık yaptığı araştırmalarla unutulan kahramanların isimlerini gün yüzüne çıkardı. Yapılan çalışma ile 4 şehidin isminin yeniden Manisa’nın cadde ve sokaklarında yaşatılacağı öğrenildi.


Yaklaşık 101 yıl önce Yunan işgalinden kurtulan Manisa’nın kurtuluşunda şehit olan 4 Mehmetçiğin ismi eski şehit makamlarının oldukları sokak ve caddelerde yeniden yaşatılacak. 1955 yılına kadar Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi mevkiinde şehit oldukları yerlerde defnedilen 4 şehidin naaşının 1956 yılında yapılan Garnizon Şehitliğine taşınmasının ardından isimleri ve hatıraları unutulmaya başlandı. Şehitlere vefa duygusuyla yola çıkan yerel tarih araştırmacısı Erkan Akbalık önemli bulgulara ulaştı ve 2 yıllık bir çalışmanın sonucunda şehit isimlerinin Manisa’da yeniden yaşatılmasına öncülük etti. Şehzadeler Belediyesi Meclisi tarafından alınan karar sonrası Manisa’nın ilk şehitlerinin isimleri sokak ve cadde isimlerinin yanı sıra park ve bahçelerde de yaşatılacak. 4 şehitten birinin makamının ise bir vatandaş tarafından koruma altına alındığı ortaya çıktı.



“1955 yılına kadar törenler şehit mezarlarında yapıldı”


Yaptığı araştırma hakkında bilgi veren Akbalık, “Manisa yaklaşık 700 yıldır Türk yurdudur. Bu 700 yıl içindeki en acı günlerini 1919 ila 1922 yılları arasında Yunan işgali döneminde yaşamıştır. Çeşitli mezalimlere, zulümlere maruz kalmış Manisa halkı 8 Eylül 1922 günü Türk Ordusunun şehre girmesiyle kurtulmuştur. Bu kurtuluş esnasında şehre girişte ilk öncü ekipte yer alan askerlerimizden 4’ü kurulan hain pusuda şehit olmuştur. Bu şehit askerlerimiz 8 Eylül 1922’den sonra şehit oldukları yerlere defnedilmiş, Kadirşinas Manisa halkı tarafından başlarına bir abide dikilmiş ve bu abideden sonrada Manisa’daki bütün anma ve kutlama törenleri önce bu şehitliklerin ziyaret edilmesiyle başlamış ardından diğer törenlere geçilmiştir. Bunları gazete haberlerinden anlıyoruz. Bu durum 1955 yılına kadar devam ediyor. 1956 yılında şuandaki Garnizon Şehitliği açılıyor. Şehitlik 1956 yılında açılıyor ama 1955 yılında mevcut yerlerinden o şehitlerimizin naaşları taşınıyor ve naklediliyor hatta abide de buraya naklediliyor. Bundan sonra şehitliklerdeki törenlerin hepsi burada yapılıyor ve o şehit makamları terk ediliyor. Mezarların olduğu alanlara zamanla binalar yapılıp kayboluyor, unutuluyor. Vefa sahibi Manisalılar bu şehitlerimizin isimlerinin yaşaması için zamanında bulundukları sokaklara çevredeki sokaklara onların isimlerini veriyorlar. Yakın zamanda sokak isimleri yerine numara verilmesi ile bu şehitlerimizin isimler de kayboluyor, unutuluyor.” dedi.


Yaşanan gelişmeler üzerine zaman içinde şehitlerin unutulduğunu kaydeden Akbalık açıklamasını şöyle tamamladı: “Biz bununla ilgili bir çalışma yapmak istedik. Şehitlerimizin unutulmaması gerektiğini, Manisalıların bu şehitlerimize bir vefa borcu olduğunu anlatmaya çalıştık. Bunun üzerine geçen yıl temmuz ayında Manisa Valiliğine konuyu anlatan 10 sayfalık bir dilekçe verdik. Valiliğimizden gelen cevapla konunun muhatabının belediye olduğunun belirtilmesi üzerine biz de bu dilekçemizi Şehzadeler Belediyemize sunduk. Ocak ayında Şehzadeler Belediyesinde ilgili komisyonun toplantısına davet ettiler biz de bu durumu 50 slaytlık bir sunumla anlattık. Orada açılan görüşlere göre hepsi onaylandı, imzalandı, rapor belediye meclisine intikal etti. Belediye meclisinde alınan kararla da buradaki sokaklara şehitlerimizin isimlerinin tekrar verilmesini ve bu şekilde hatıralarının yaşatılmasını kabul ettiler. Şimdi artık tabelaların takılmasını bekliyoruz. Bundan sonra da şu an şehitlikte yer alan abidenin benzerinin o bölgede yer almasını ve üzerine bir kitabe veya bir materyalle olayın gelişiminin anlatılmasını, oraya gelen insanların bunu okumasını ve sahip çıkmalarını arzu ediyoruz. Bizim elimizden gelen buydu. Sağ olsun ilgililer, yetkililer, ilgisiz kalmadılar. Bunu kabul ettiler umarım daha da gelişmişini yapacaklardır. Bizden daha fazlasını yapacaklardır."



"Makamı korunmuş"


Şehit mezarlarından birinin makamının korunduğunu diğerlerinin ise yapılan binaların altında kaldıklarını aktaran Akbalık, "O bölgedeki şehitlerimizin naaşlarının tamamı buraya nakledilmiş bunu da o zaman görgü şahidi olan büyüklerimizden dinlemiştik. Bir tanesi Nurlupınar Mahallesi 315 No’lu Sokaktaki şehidimizin makamını mahalleli korumuş. Özellikle o bölgedeki ev sahibi kendi bahçesinde yer alan şehidin makamını korumuş, üstünü kapatmış, boya badanasını, temizliğini yaparak korumuş ve makam olarak korunmuş. Başında orijinal mezar taşı da var, eski Türkçe ve yeni Türkçeyle mezar taşları mevcut. Orası makam olarak korunmaya devam ediyor. Atatürk’ün teşkil ettiği yeni Türk ordusu Anadolu’nun her yanından toplanan askerlerimizle bu zaferi elde ettiler. Manisa’ya gelen ve şehit olan askerlerimizden birisi Zülfikar Onbaşı, Zülfikar Onbaşı Aksaraylıdır. Beypazarlı şehit Onbaşı Hasan var. Bursa Yenişehirli Şehit Er İsmail var ve makamı hala Nurlupınar’da mevcut olan Yusufoğlu şehit İbrahim var. Tespit edebildiğimiz isimler bunlar. Bu öncü birliğinin dönemin komutanı olan üsteğmeni Seyfettin Çalbatur’un hatıralarında bunlar mevcut. Seyfettin Çalbatur sonradan general oluyor onun da ismi Turgutlu istikametine giden caddeye verilmiştir yine kışlamızda da Seyfettin Çalbatur’un ismi yaşatılmaktadır.” şeklinde konuştu.



Naaşları askeri törenle taşındı


Şehit naaşlarının Şehitliğe taşınmasına tanıklık eden isimlerden biri olan 75 yaşındaki mahalle sakini Mithat Tabak, “Çocukluğumuzda bu şehit mezarları evlerin bahçesindeydi. Şehitlerin anne ve babaları misafir geliyordu. Kazanlarla yemekler yapılıyor şehit aileleri misafir ediliyordu. Biz o zaman 7 yaşındaydık ve Gazi İlkokuluna gidiyorduk. O zaman bu şehitler buradaydı. O zaman benim sınıf arkadaşımın babası yüzbaşı tarafından herhalde genelkurmaya müracaat edildi ve yapılan şehitliğe askeri törenle kaldırıldı. Sadece Zülfikar’ın ismi vardı sadece. 3’ü de aynı gün şehit olan isimler. Kurtuluş harbindeki şehitler bunlar. İsimlerinin yaşatılması çok iyi olur.” dedi.