NEÜde Sadreddin Konevinin müfessir yönü ele alındı
NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ (NEÜ) SELÇUKLU KÜLTÜR VE MEDENİYETİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ İLE KONYA VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ İŞ BİRLİĞİNDE DÜZENLENEN SADREDDİN KONEVİ KONFERANSLARI’NDA BU AY, “BİR MÜFESSİR OLARAK SADREDDİN-İ KONEVİ” KONUSU İŞLENDİ.
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen Sadreddin Konevi Konferansları’nda bu ay, “Bir Müfessir Olarak Sadreddin-i Konevi” konusu işlendi.
Sahip Ata Vakıf Müzesi’nde gerçekleştirilen konferans serisinin bu ay ki konuğu NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar oldu. Sadreddin Konevi’nin Fatiha Suresi tefsirinin işari bir tefsir olduğunu aktaran Prof. Dr. Akpınar, “Tefsir alanında tefsir okulları var ve tefsir okullarına göre de tefsiri çeşitlendiriyoruz. İlk dönemden itibaren rivayet ve dirayet tefsirleri, daha sonraki dönemlerde ahkam tefsirleri, son dönemlerde de bilimsel veriler ışığında yapılan bilimsel tefsir Bu çeşitlerden birisi de işari tefsirdir ve Türkçe’deki işaret kelimesinden gelir. Kelime anlamı olarak, lafızların işaret ettiği manaları bulup çıkarma, keşfetme anlamına gelir. Kavramsal olarak çok farklı bir anlam kazanmıştır. İşari tefsir, ilk dönemden, özellikle kitaplaşma döneminden itibaren yazılan bir tefsir çeşididir. İşari tefsir yazan hocalara baktığımız zaman, onların zahiri ulema olduğunu ve onun üzerine bu işari tefsirleri ortaya koyduklarını görüyoruz” dedi.
Konevi’nin vasiyetinden bahseden Prof. Dr. Ali Akpınar, “Konevi vasiyetinde, söylediklerini alanın uzmanlarının anlayabileceğini, çok özel deruni manalar olduğunu belirtirken muhatabının da onları anlayabilmek için gayret sarf etmesini istemekte ve anlamaya teşvik etmektedir. Ona göre insan anlamaya hazır olmalı. ‘Anlamaya hazır olursan, anlayacağın sana verilir’ diyor Konevi. Sadece fiziki olarak dinlemek, dingin bir şekilde dinlemek yeterli değil. İşin içinde ibadet var İbadetle, zikirle, tefekkürle kalplerin, iç dünyanın da törpülenmesi ve cilalanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Konevi’nin İlham Yoluyla Kendisine Gelen Bilgileri Yazdığını Düşünüyoruz”
Konevi’nin önemli bir özelliğinin altını çizen Akpınar, “Konevi, Fatiha Suresi tefsirini yazarken nakiller ve aktarma yapmıyor. Konevi’nin cümlelerinin, fikirlerinin çok özel ve özgün olduğunu görüyoruz. Bilgiyi güvenilir bir şekilde aktarmak da önemlidir ama Konevi derin manaları ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla, ‘Onun söyledikleri alıntı ve nakil yoluyla değil ilham yoluyla kendisine gelen bilgilerden oluşmaktadır’ diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Program, Konya Vakıflar Bölge Müdür Yardımcısı Hilal Aydemir’in Prof. Dr. Ali Akpınar’a plaket takdimi ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.