Şemsiyeden, rujlara! İşte casuslar tarafından kullanılan 10 tuhaf eşya

Hollywood sinemalarında bir casusun abartılı hayatını görmüşsünüzdür. Lakin 20. yüzyılda MI6 ve KGB üzere güvenlik örgütleri, casusları için her zamankinden daha güç ve yaratıcı sistemler geliştirmeye çalıştı. Bu nedenle, İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş ve ötesindeki casusların buyruğunda bir dizi yüksek teknolojili saha aygıtı vardı. Patlayan kalem kutularından zehirli uçlu şemsiyelere kadar, şimdiye kadar icat edilmiş en yenilikçi 10 gerçek casus aygıtı burada.

Zehirli şemsiyeler

Göze çarpmayan ancak ölümcül bir şemsiye, Sovyet casusları tarafından devletin düşmanlarına suikast yapmak için kullanıldı. Ucu, yavaş tesirli ve o vakitler neredeyse izi sürülemeyen bir zehir olan risin ile donatılmıştı. Zehirli şemsiye, 1978’de Bulgar muhalif Georgi Markov’un Londra’daki Waterloo Köprüsü’nde dolaşırken harekete geçti. Markov, 1978 yılında Waterloo Köprüsü’nde dolaşırken yanında “şemsiyeli” bir adam geçti. Markov, tam bu esnada bacağında bir acı hissetti ve 4 gün sonra ömrün kaybetti. Hekimler, Markov’un bacağında küçük bir metal kesimi buldular. Lakin, şemsiyeli adam hiçbir vakit bulunamadı.

Uzaktan kumandalı böcekler

Uzaktan kumandalı böcekler, 1974 yılında CIA tarafından geliştirildi. Saklı toplantıları dinlemek ve kıymetli bilgileri ele geçirmek için kullanılması planlanıyordu. Fakat o dönemki teknolojik imkanlar sebebiyle bu böcekler pek de fonksiyonel değildi. Böcekler, yalnızca 1 dakikalığına çalışabiliyordu. Ayrıyeten rüzgarlı havalarda bu böcekleri kullanmak mümkün değildi. Bu sebeple o dönemki hiçbir casus, bu böcekleri faal bir biçimde kullanmadı! Fakat bu fütüristik böcekler, bugünün insansız hava araçlarına öncülük eden, casus eşyaları ortasındaydı.

Ceket düğmesi kameraları

Minyatür kameralar, Soğuk Savaş boyunca Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği’nden casuslar tarafından kullanıldı. Bir ceket düğmesinin içine gizlenebilecek kadar küçük modeller tanıtıldı ve kameranın deklanşörü tipik olarak ceketin cebinde gizlenen bir anahtarla denetim edildi. Benzeri kameralar yahut bazen minyatür mikrofonlar, CIA tarafından kolye ve broş üzere öteki giysilere gizlendi.

Patlayan kalem kutuları

II. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri tarafından geliştirilen kalem kutuları, gerçekte tehlikeli patlayıcılardan öteki bir şey değildi! Amerikalı pek çok casus, bu kutular sayesinde hayli gürültülü aksiyonlar gerçekleştirebiliyordu. Ayrıyeten, patlayan kalem kutuları vakit ayarına sahipti. Böylelikle kalem kutusunu yanlışsız noktaya yerleştiren bir casusu, olay yerinden rahatlıkla uzaklaşabiliyordu.

Kameralı güvercinler

Gizli kameralarla donatılmış güvercinler , Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında askeri savaş alanlarını, gayeleri ve bölgeleri haritalamak için kullanıldı.
Küçük, otomatik bir kamera bir güvercinin göğsüne bağlanır ve ilgilenilen gayelerin üzerinden uçardı. Bu kameralar yüzlerce fotoğraf çekebiliyordu ve güvercin taşıyıcıları uçaklardan çok daha alçak irtifalarda fark edilmeden gidebiliyordu.

Takip edilemeyen mektup açma cihazları

II. Dünya Savaşı’ndaki casuslar, alıcısının haberi olmadan bir mektubu okuma konusunda epeyce başarılıydı. Elbette, bu muvaffakiyetin kökeninde, son teknoloji bir mektup açacağı bulunuyordu! Rastgele bir zımnî bilgiyi ele geçirmek isteyen bir casus, mektup açacağı sayesinde istediği mektubu okuyabilirdi. Zira özel olarak geliştirilen bu mektup açacağı, mektup zarfında rastgele bir iz bırakmıyordu. Üstelik mektubun hiç açılmamış üzere kapatılmasına da imkan veriyordu.

Kol saati kameraları

1940’ların sonlarında, Batı Alman uzmanlar kol saati kılığına girmiş minyatür bir kamera geliştirdiler. Düzenek, bir saat yüzü yerine işleyen bir fotoğrafik lense sahipti. Ve merceğin altına gizlenmiş, yaklaşık bir inç genişliğinde, 8 fotoğraf çekebilen küçük bir sinema rulosuydu. Kol saati kameralar, casuslar için dört dörtlük bir kadraj imkanı sunmasa da hayli işe fayda aletlerdendi.

Eldiven tabancalar

İlk eldiven tabancası ABD tarafından tasarlandı. Buna karşılık Sovyetler ise, kısa müddet sonra kendi eldiven tabancasını geliştirdi. Bu saklı tabancalar, son derece sıradan eldivenlerin içerisine yerleştirilebiliyordu. Bu sayede, amacına yeteri kadar yaklaşmak isteyen bir casus, kesinlikle bu eldivenlerden kullanıyordu.

Bavul vericileri

İngiliz istihbarat servisleri tarafından geliştirilen bu icat, pek çok atağın engellenmesine aracılık etti. Sıradan bir tahta bavul görünümündeki bu aygıtlar, aslında tüm dünyadan sinyal alabilen vericilerdi. 1978 yılında Tahran’daki İngiliz elçiliğine düzenlenmesi planlanan taarruz, bu icat sayesinde engellenebildi.

Ruj tabancalar

“Ölüm öpücüğü” lakaplı bu casus silahı, ağır olarak Sovyet casuslar tarafından kullanıldı. 1965 yılında Batı Berlin’de tutuklanan bir kişinin üzerinde son derece sıradan bir ruj bulundu. Lakin ruju daha yakından inceleyen yetkililer bunun gerçek bir silah olduğunu anladılar. Kaynak: Listelist, historyhit