SES Üyeleri Toplu Sözleşme Taleplerini Açıkladı

KERİM UĞUR

Sağlık ve Toplumsal Hizmet İşçileri Sendikası (SES) üyeleri Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı, toplu mukavele taleplerini açıkladı. Yapılan açıklamada; “Mevcutta iktidarın ‘en düşük maaş’ olarak tabir ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk hududu üzerine, yani 2024 yılı ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz. Maaşlarımızın 2024 yılı ocak ayından itibaren her üç ayda bir yoksulluk sonundaki artış oranına nazaran güncellenmesini istiyoruz” denildi.

SES üyeleri bugün, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı. “Toplu Kontrat Masasında Biz de Varız” yazılı pankart açıp, “Direne direne kazanacağız”, “İnsanca çalışmak insanca yaşamak istiyoruz”, “Ek ödeme değil tek ödeme”, “Devletin memuru fakir olamaz” sloganları atan sağlıkçılar ismine açıklamayı SES’in hastane işyeri temsilcisi Sevinç Kaya Kalender okudu. Kalender, şunları söyledi:

“ İktidarın kamu işçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu mukavelesi taleplerine dair birinci teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda. Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını iddia edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden daima biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha teminatsız hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Zira o masanın biçimini ve özünü tanım eden yasa daha baştan tüm kuralları patronun lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle sayılara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en minimum seviyede olmasının önü açıldı.”

“YAPILAN ARTIRIMLARI TAKİP EDEMEZ HALE GELDİK”

Zamların artık takip edilemediğine dikkat çeken Kalender, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Kira fiyatları karabasan oldu. Bugün bilhassa büyükşehirlerde minimum fiyata kiralık mesken bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu işçisi maaşının yüzde 70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Besin fiyatları aldı başını gidiyor. Yalnızca son bir ayda temel besin unsurlarına yüzde 30’un üzerinde artırım yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan artırımları takip edemez hale geldik. Akaryakıta yalnızca son bir ayda yüzde 60’ın üzerinde artırım yapıldı, bu akşam yeni bir artırımın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz. Göz nazaran göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra işçilere gelince ‘kaynak yok’ demelerini kabul etmiyoruz. Mevcut ekonomik krizden şikayet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz zira o denli bir kederleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Fakat bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile güç getiriyoruz. Biz fakirleştikçe onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her eserde ödediğimiz KDV, ÖTV üzere dolaylı vergilerin gitgide artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, fiyatlarımız buharlaşıyor. Bankaya, etrafına, akrabalarına borcu olmayan kamu işçisi yok. Emeklilerin durumunu tanım edecek söz bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.”

“2024 YILI OCAK AYI İTİBARİYLE MAAŞLARIMIZIN 45 BİN TL’YE ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ”

“Öncelikle tüm kamu işçilerine brüt 8.138,89 TL olarak verilen ek seyyanen ödenek mevcut taban aylık katsayısına dahil edilmelidir. Bu adımın atlandığı her maaş artışı teklifi daha baştan tuzağa düşmek demektir. Kelam konusu artışta tüm toplumun geçersiz olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK sayıları değil, yoksulluk hududu temel alınmalıdır. Bu çerçevede; mevcutta iktidarın ‘en düşük maaş’ olarak tabir ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk hududu üzerine, yani 2024 yılı Ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz. Maaşlarımızın 2024 yılı ocak ayından itibaren her üç ayda bir yoksulluk sonundaki artış oranına nazaran güncellenmesini istiyoruz. TÜİK sayılarını temel alan refah hissesi aldatmacası değil, gerçek bir refah hissesi, büyümeden hisse istiyoruz. Bunun için her üç ayda bir açıklanan çeyrek büyüme oranlarının maaşlarımıza yansıtılmasını istiyoruz.”