TARIMSAL KURAKLIK

Tarımsal kuraklığı değerlendirdim; mevcut durumda neler olduğu gelecekte bizleri neler beklediğini kendimce anlatmaya çalıştım. Beş dakikanızı ayırıp okursanız sevinirim. selametle...

TARIMSAL KURAKLIK

  

    Dünyada, karşılaştığımız küresel ölçekte en büyük sorunlardan birisi olan kuraklık, bugün gelinen nokta itibariyle fiziksel ve doğal çevre, kent yaşamı, kalkınma ve ekonomi, teknoloji, tarım ve gıda, temiz su ve sağlık olmak üzere hayatımızın her aşamasını etkilemektedir. Tarım sektöründe kuraklığın anlamı, diğer sektörlerden daha farklıdır. Çünkü bitkiler için yıl içerisinde yağan toplam yağıştan çok, büyüme dönemlerinde bitki kök bölgesinde var olan su daha önemlidir. Dolayısıyla bitkilerin çıkış ve gelişme döneminde ihtiyaç duydukları suyun toprakta bulunamaması, tarımsal kuraklık olarak adlandırılmaktadır. Bu yıl yaşadığımız tarımsal kuraklık bazı bölgelerde özellikle tahıl grubunda ciddi ürün kayıplarında yol açtı. Buna bağlı olarak fiyat artışları meydana geldi.

    Çok sert bir kuraklık geçiren çiftçileri birde yükselen girdi fiyatları vurdu. Bu nedenle üretim yapmada sıkıntı çekti. Üretim yapılmadığında; gıda ihtiyacı karşılanmaz buna bağlı olarak üretimin hayli üstünde fiyatla ithal ederiz. Bu pandemi döneminde çoğu ülke stok yaptığı için ithal etmekte o kadar kolay olmuyor.

      Kuraklığa bağlı olarak tarımsal üretimde verim ve kalitenin azalması, fiyatların aşırı yükselmesi, buna bağlı olarak gıda enflasyonunun da artması, girdi fiyatlarının yükselmesi, ürünün tamamını kaybeden üreticilerin ürün fiyat artışlarından yararlanma imkânı kalmadığı için bir sonraki seneye üretime başlamada sorunlar yaşaması, üst üste yaşanan doğal afetlerin etkisiyle riskin artması ve tarımdan kopuşların yaşanması artık herkes tarafından bilinen, konuşulan ve tartışılan sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin henüz tam olarak hissedilmediği günümüzde bile; hava şartlarındaki küçük değişimlerin tarımsal üretimi, üretici ve tüketiciyi nasıl olumsuz bir şekilde etkilediğini gözler önüne seriyor.

Ülkemizde tarımsal üretimin %80’i doğal yağışlara bağlı olarak yapılıyor. Bu nedenle çoğu üretici kuraklıktan doğrudan etkileniyor. Sulama yapılan alanlarda ise, kuraklığın yaşandığı dönemlerde sulama amaçlı kullanılan barajların doluluk oranlarının düşüş göstermesi hem o dönemi hem de bir sonraki sezon tarımsal üretim dönemini olumsuz etkiliyor. Damlama ve yağmurlama sulama yatırımlarına ağırlık verilmesi ve kuraklığın getirdiği risklerden korunma faaliyetlerine yönelik üreticilerin bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi artık sosyal bir sorumluluktan çok sürdürülebilir işletme modeli için zorunluluk arz ediyor.

      Yapılan araştırmalar bu yıl yaşanan kuraklık, sel, dolu, orman yangınları gibi afetlerin bundan sonraki dönemlerde daha sık yaşanacağını gösteriyor. Risk modellemelerinin buna göre yapılması artık bir zorunluluk gibi görünüyor. Önümüzdeki dönemlerde özellikle İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde aşırı kuraklık beklenirken Doğu Karadeniz’de ise aşırı yağış beklentileri var. Bu yıl yaşananlar tam beklentileri karşılar nitelikte olaylardı.