Türk Ocağı Millî Mefkûre Mektebi yeni eğitim ve öğretim yılına başladı

TÜRK OCAKLARI’NDA NESİL YETİŞTİRMEK GAYESİ İLE 2 YILLIK BİR MÜFREDAT DÂHİLİNDE VERİLEN AKADEMİK EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETİ OLAN MİLLÎ MEFKÛRE MEKTEBİ (TÜRK OCAĞI AKADEMİSİ) YENİ DÖNEMİNE BAŞLADI

Türk Ocağı Millî Mefkûre Mektebi yeni eğitim ve öğretim yılına başladı

Türk Ocakları’nda şuurlu nesil yetiştirmek gayesi ile 2 yıllık bir müfredat dâhilinde verilen akademik eğitim-öğretim faaliyeti olan Millî Mefkûre Mektebi (Türk Ocağı Akademisi) yeni dönemine başladı.


Dönemin ilk dersi Sivas Türk Ocakları Şube Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bozdağan tarafından verildi. İlk dersin konusu ‘Türk Ocaklarının Misyonu’ oldu. Derste, dönemin nasıl ilerleyeceğini, millet ve milliyetçilik üzerine mülahazalar, Türk milletinin anlam ve değer haritası ile Türk tarihinde Türk Ocaklarının rolü anlatıldı.


Millî Mefkûre Mektebi’ne ön kayıt ile 40 öğrenci alındı


Sivas Türk Ocakları Şube Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bozdağan, yeni dönem hakkında bilgiler vererek, “Biz her yıl ocağın misyonuna uygun olmak şartıyla, üniversitelerin eğitim öğretimiyle paralel yürütmek üzere Ekim ayı içerisinde başlıyor Nisan Mayıs aylarına kadar akademi programlarımızı yürütüyoruz. Bu programlarda tüzüğümüz çerçevesinde milli manevi değerlere katkıda bulunmak üzere; hukuki, siyasi, tarihi, edebi ve teknolojik gelişmelerle ve konularla ilgili memleketimizde o konunun en önemli uzmanları içerisinde yer alan akademisyen ve sahada çalışan insanlarla derslerimizi yürütüyoruz. Biz her yıl devam şartını yerine getirmek üzere Nisan-Mayıs ayındaki son derse kadar akademimize devam eden arkadaşlarımıza katılım sertifikasına veriyoruz. Bütün eğitim öğretim programı sadece bir derse veya iki derse ilgi duyduğunu düşünenler varsa çevrenizde onlarda derslerimize katılabilir” dedi.


“Biz Türk İslam ülküsünün çizdiği bir milliyetçiliği benimsiyoruz"


Bozdağan, Türk milliyetçiliğinin diğer ülkelerdeki milliyetçiliklerden farklı olduğunu belirterek, “Bizim milliyetçiliğimizi dünyadaki diğer milletlerin milliyetçiliğinden ayıran temel bir tarafı var. Her şeyden önce biz Türk İslam ülküsünün çizdiği bir milliyetçiliği benimsemiş durumdayız. Bizler ülkücülük kavramını sıfat olarak kullanırken ülkücülüğümüz Türk İslam ülküsünü benimsememizden geliyor. Dolayısıyla bizim milliyetçiliğimiz İslam’ın çerçevelediği milliyetçiliktir. İslam’ın en temel şartlarından birisi ırkçılığa, ırk üstünlüğüne karşı durmasıdır bizim milliyetçiliğimizde tam böyle bir milliyetçiliktir. Bizim milliyetçiliğimiz kendi milletimizden olanı sevme esasına dayanır. Almanların, İtalyanların, Anglosaksonların ve Fransızların milliyetçiliği gibi ırk üstünlüğü prensibine dayanan bir milliyetçiliğimiz yoktur. Hazreti Muhammedin hadisi var ‘Kişi kavmini sevmekle kınanamaz’ biz bu çerçevede bir milliyetçilik benimsemişiz. Dolayısıyla ben bunu şöyle izah ediyorum bizim Türk milliyetçileri olarak milletimize yönelik sevgimiz insan olarak annemize, babamıza olan sevgimizle paraleldir. Bir insanın annesini ve babasını aşırı sevmesi sokaktaki insana düşman olduğu anlamına gelmez” diye konuştu.