“Türkiye bütün alanlarda Afrika’nın yanındadır”
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT-Afrika Yayın Birliği 1. Yayıncılık Zirvesi ve TRT Afrika Lansman...
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT-Afrika Yayın Birliği 1. Yayıncılık Zirvesi ve TRT Afrika Lansman Töreni’nde yaptığı konuşmada, “asrın felaketi” olarak nitelenen, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerde Türkiye’ye destek veren Afrika ülkelerine teşekkür etti.
Afrikalı dostları İstanbul’da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirten Altun, gerçekleştirilen programın ülkeler arasında ivme kazanan ilişkileri daha da güçlendirmesini ve işbirliği olanaklarını artırması temennisinde bulundu.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde son 20 yılda Afrika ülkeleri ile dostluğunu ve işbirliğini geliştirecek çok önemli adımlar attığını vurgulayan Altun, Afrika ülkeleri ile kazan-kazan anlayışına, eşit paydaşlığa ve güvene dayanan ilişkilerin her geçen gün daha da güçlendiğine tanıklık ettiklerini dile getirdi.
“Kıtaya yönelik kolonyal yaklaşımlara da her daim karşı çıktık”
Türkiye’nin Afrika politikasının siyasi, insani, iktisadi ve kültürel alanlarda ikili, bölgesel, kıtasal ve küresel boyutlarda yürütüldüğüne dikkati çeken Altun, “Tarihsel bağlara da sahip olduğumuz Afrika’da hiçbir zaman sömürge geçmişimiz olmadığı gibi kıtaya yönelik kolonyal yaklaşımlara da her daim karşı çıktık. Dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin bakiyesi olan Türkiye, bu anlamda, dünya siyasetinde ve tarihinde çok özel bir konumda bulunuyor. Bu müstesna duruşumuz, Afrika ülkeleriyle ilişkilerde bizi ayrıcalıklı bir konuma yerleştiriyor” ifadesini kullandı.
Bugün de aynı şekilde kıta ülkeleriyle işbirliğinin, eşit ortaklık ve karşılıklı yarar temelinde ilerlediğini, Afrika’nın barış ve istikrarına, ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmayı hedeflediklerini aktaran Altun, bu noktada “Afrika’nın sorunlarına Afrikalı çözümler” ilkesiyle hareket ettiklerini belirtti.
Altun, Afrika kıtası ve ülkeleriyle ilişkilere özel önem veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugüne kadar 30’dan fazla Afrika ülkesine 50’nin üzerinde ziyaret gerçekleştirdiğini, onlarca Afrika ülkesi liderini de Türkiye’de ağırladığını kaydetti.
“Afrika’da bugün 44 büyükelçiliğimiz faaliyet gösteriyor”
Kıtayla ilişkilerin güçlendirilmesi doğrultusunda, Afrika ülkelerinde temsilciliklerin varlığının önemli olduğuna işaret eden Altun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye olarak 2002 yılında sadece 12 büyükelçiliğimizin bulunduğu Afrika’da bugün 44 büyükelçiliğimiz faaliyet gösteriyor. 2008 yılında Ankara’da 10 Afrika ülkesinin büyükelçiliği varken, bugün bu sayının 38’e yükselmiş olmasından da memnuniyet duyuyoruz. Öte yandan sahip olduğumuz imkanları, kaynakları ve birikimi Afrikalı dostlarımızla paylaşmaktan da geri durmuyoruz. Sağlık Bakanlığımız, TİKA, Türk Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve benzeri diğer sivil toplum kuruluşlarımızla Afrika genelinde insani ve kalkınma yardımı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sağlık Bakanlığımızın Nijer, Somali ve Sudan’da faaliyet gösteren hastaneleri bölgede yüzbinlerce hastaya tedavi imkanı tanıyor.
TİKA, kalkınma destekleriyle Afrika’nın dört bir yanında varlık gösteriyor. Türk Kızılay, Afrika’daki insani yardım faaliyetleriyle milyonlarca ihtiyaç sahibine ulaşıyor. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi kurum ve kuruluşlarımızla da Afrikalı kardeşlerimizin yanında durmaya devam ediyor. 33’ü Afrika ülkesi olmak üzere toplamda 46 ‘en az gelişmiş ülke’ için 2009-2019 yılları arasında yaptığımız resmi kalkınma yardımlarımız 2,5 milyar dolara, toplam kalkınma yardımlarımız da 8,7 milyar dolara ulaştı. Bugüne kadar 15 binden fazla Afrikalı kardeşimiz, Türkiye burslarından yararlandı. Ülkemizde kendi imkanlarıyla üniversite öğrenimini gören yine binlerce Afrikalı kardeşimiz var. Halihazırda 60 binin üzerinde Afrikalı kardeşimiz ülkemizde yükseköğrenim görüyor. Türkiye böylece Afrika’nın geleceğine de yatırım yapıyor, Afrika’nın aydınlık geleceğinde var oluyor. Yine Türk Hava Yolları ise kıta ile ülkemiz arasında mekik dokurken, Afrika’yı da dünyaya bağlıyor.”
“Türkiye, bütün alanlarda Afrika’nın yanındadır”
Anadolu Ajansı (AA) ve TRT’nin Afrika’daki gelişmelerin dünyaya anlatılmasında kilit rol oynadığına değinen Altun, Afrika’yla gelişmekte olan ilişkilerin somut örneklerinden birinin de “kazan-kazan” ilkesi temelinde katlanarak artan ticaret verileri olduğunu söyledi.
Altun, kıtayla toplam ticaretin 2000’lerin başında 4 milyar dolar düzeyinde olduğunu, 2022 yılı sonu itibarıyla 10 kattan fazla artarak 40,7 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Türk müteahhitlik firmalarının Afrika’da üstlendiği projelerin hacminin ise 82 milyar doları aştığını vurgulayan Altun, Afrika’daki doğrudan yatırımların toplam değerinin 7 milyar dolar seviyesinde olduğunu anlattı.
Türk şirketlerinin altyapı, enerji, savunma ve gıda başta olmak üzere her alanda Afrika halkları tarafından “çözüm ortağı” olarak kabul edildiğinin altını çizen Altun, “Görüldüğü üzere Türkiye, eğitimden sağlığa, kalkınma yardımlarından ekonomik işbirliğine, güvenlikten altyapı yatırımlarına, bütün alanlarda Afrika’nın yanındadır, yanında olmayı sürdürecektir. Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile kurduğu bu müstesna ilişki, dünyaya da örnek teşkil etmektedir” dedi.
“Birlikte gelişerek daha iyiye, daha yükseğe ulaşmak için çabalıyoruz”
Afrika ile ilişkilerin, Türk dış politikasının öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Altun, şöyle devam etti:
“Ülkemizin Afrika’ya yaklaşımı, Afrika Birliğinin kurucu ilkeleriyle tamamen uyumludur. İlişkilerimizi bütüncül, kapsayıcı, eşit ortaklık ve güven sütunları üzerinde yükseltiyoruz. Kıta ülkeleriyle ikili ilişkilerimizin yanı sıra Afrika Birliği başta olmak üzere diğer bölgesel ve uluslararası örgütlerle işbirliğine de büyük bir önem veriyoruz. Afrika ile birlikte kazanarak, birlikte kalkınarak ve birlikte gelişerek daha iyiye, daha yükseğe ulaşmak için çabalıyoruz.”
Türkiye’nin, özellikle Batılı ülkeler gibi Afrika’ya ve bu kıtanın insanlarına karşı tek taraflı, yapay ve geçici bir yaklaşım sergilemediğini belirten Altun, “Aksine Türkiye, kıtaya yönelik ilgisinin samimi, uzun vadeli ve karşılıklı fayda üzerine kurulu olduğunu, attığı bütün adımlarla Afrikalı kardeşlerine gösteriyor. Bu yaklaşımımızın Afrika tarafında olumlu yansımalarının olduğunu görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dedi.
“Eşitlerin ortaklığı” yaklaşımıyla tesis ettikleri ilişkiler açısından önemli girişimlerden biri olan Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nin üçüncüsünün 2021 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildiğini hatırlatan Altun, şunları kaydetti:
“38 Afrika ülkesinin temsil edildiği ve kıtayla ilişkilerimizi yeni bir safhaya taşıyan bu zirvede alınan kararlar, tüm Afrikalı dostlarımızla yakın işbirliği içinde hayata geçireceğimiz kararlar olmuştur. Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında medya ve iletişim alanında işbirliği ve eş güdümün artırılması da bu zirvede alınan kararlardan biriydi. Bu kapsamda attığımız önemli adımlardan biri de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımızın ev sahipliğinde geçen yıl 25 Mayıs’ta, tam da Afrika Günü’nde düzenlediğimiz Türkiye-Afrika Medya Forumu oldu. Bu forumla Türk ve Afrikalı medya ve iletişim kurumları arasında işbirliği ve eş güdümün güçlendirilmesini, tecrübe paylaşımına gidilmesini ve ortaklık perspektifinin geliştirilmesini amaçlamıştık.
İlerleyen süreçte bu forumda gündeme gelen yeni işbirliği fırsatlarını, somut çıktılara dönüştürme gayreti içinde olduk. Bugün de işte bu somut adımlardan ikisi vesilesiyle tekrar bir arada bulunuyoruz. Bu adımlardan biri ülkemizin kamu yayıncısı TRT ile Afrika Yayın Birliği işbirliğinde ilk kez düzenlenen Yayıncılık Zirvesi. Bu zirve, Türkiye ve Afrika’dan medya kurumlarını ve yöneticilerini bir araya getiriyor. Gerek üst düzey yöneticiler gerekse uzmanların katkılarıyla yayıncılık alanındaki gelişmelere dair fikir ve tecrübe teatisine imkan verecek zirve, aynı zamanda yeni işbirliği imkanlarına da alan açacaktır. Aralık 2021’de yapılan 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde Afrika Yayın Birliğine Ortak Üye olan TRT’nin Afrikalı medya kuruluşları ile etkileşiminin ve işbirliğinin güçlenmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. TRT ve Afrika Yayın Birliği Yayıncılık Zirvesi’nin ülkelerimiz için hayırlı olmasını ve sürekli olmasını temenni ediyorum.”
“TRT, uluslararası haber platformlarının sayısını 7’ye yükseltmiş oldu”
Programda bir araya gelmelerinin bir diğer önemli vesilesinin TRT Afrika dijital kanalının yayın hayatına başlaması olduğunu dile getiren Altun, TRT Afrika’nın Türkiye’nin kıtaya yönelik samimi ilgisinin ve dostane yaklaşımının medya alanındaki en yeni ürünlerinden olduğunu belirtti.
“Bugün itibarıyla küresel iletişim ağında güçlü şekilde yerini alacak olan TRT Afrika’nın, kıtayla ilgili alışılagelmiş algılara ve tek taraflı bilgi akışına özgün bir perspektifle yeni bir soluk getireceğine inanıyorum” diyen Altun, söz konusu dijital kanalın gerek yayın içeriklerinde gerekse yayın stratejilerinde Türkiye’nin Afrika kıtasına ve halklarına yönelik hakkaniyetli yaklaşımının somut yansımalarının görülebileceğini vurguladı.
Batı medyasının Afrika’ya yönelik ayrımcı, ötekileştirici, negatif bir söylem ve algı oluşturan yayıncılık anlayışına karşı alternatif bir haberciliğin geliştirilmesi gerektiğine inandıklarını kaydeden Altun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu doğrultuda gerek Anadolu Ajansı gerek TRT, ülkemizin bölgesel ve küresel alandaki insan ve adalet odaklı yaklaşımını uluslararası yayıncılık alanına taşıyor. TRT’nin yayınları dünyanın dört bir yanında, sesi duyulmayanların sesi oluyor, görmezden gelinenleri görünür kılıyor. Uluslararası yayınlarına TRT malumunuz, TRT Arapça ile 2010 yılında başladı. 2015 yılında TRT World ile birlikte küresel medya sisteminde hakim olan Batı merkezli haber anlayışına ciddi bir alternatif oluşturdu. TRT’nin geçen yıl mayıs ayında hayata geçirdiği Fransızca dijital kanalı da Afrika’da Fransızca konuşan yaklaşık 200 milyon kişi dahil, Frankofon ülkelere Türkiye hakkında doğru bilgilerin ulaştırılmasının yanı sıra Afrika ile ilgili gelişmelerin de Fransızca dilinde dünyaya daha doğru bir şekilde aktarılmasına imkan sağladı.”
TRT’nin doğru, hızlı ve kapsayıcı haberciliğinin, dünyanın pek çok bölgesinde, çok farklı izleyici kitleleri tarafından büyük bir teveccühle karşılandığını ifade eden Altın, “Bugün TRT Afrika ile uluslararası yayıncılık zincirine yeni ve güçlü bir halka daha ekleyen TRT, uluslararası haber platformlarının sayısını 7’ye yükseltmiş oldu. TRT böylece, 10 yıldan kısa bir sürede, 10 dilde ve 7 platformda yayın yapan, on milyonlarca kişiye ulaşan bir uluslararası kanal statüsüne ulaşma başarısını elde etti. Son derece zorlu bir rekabetin olduğu küresel medya ortamında bu başarının bir benzeri olmadığını ifade etmek ve bu başarıyı takdir etmek durumundayız” diye konuştu.
TRT Afrika’nın, TRT’nin diğer uluslararası yayınlarında olduğu üzere çok boyutlu, çoğulcu ve hakkaniyetli bir habercilik anlayışıyla yola çıktığına değinen Altun, “TRT Afrika, bu büyük kıtanın kültürünü, tarihini, toplumsal yaşamını, siyasi gelişmelerini ve anlatılmayan o zengin ve güzel yüzünü, mottosunda da ifade edildiği üzere ‘olduğu gibi’ anlatmak için yayın hayatına başlıyor. TRT Afrika’nın, Türkiye ve Afrika ülkeleri arasındaki güçlü ilişkilere önemli bir katkı sunacağına ve Afrika’nın gerçek yüzünün dünyaya anlatılmasında ciddi bir rol oynayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Medya ve iletişim alanının küresel boyutta kritik bir mücadele alanı olduğunu unutamayız”
Küresel boyutta uluslararası ilişkilerden ekonomiye, dijital platformlardan medyaya her alanda hakim olan adaletsizliklerin, eşitsizliklerin her gün farklı biçimlerde kendisini gösterdiğini dile getiren Fahrettin Altun, şunları aktardı:
“Bu adaletsizliklerin, eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ve ‘Daha adil bir dünya mümkün’ düsturuyla uluslararası platformlarda önemli bir liderlik sergiliyor, yoğun bir gayret sarf ediyor. Bu mottoları sadece uluslararası ilişkiler ya da ekonomi değil, aynı zamanda küresel enformasyon ortamına yönelik eleştirel yaklaşımın da bir özeti olarak değerlendirebiliriz. Nasıl ki uluslararası ilişkiler alanında bir adaletsizlik varsa aynı şekilde küresel medya düzeni söz konusu olduğunda orada da bir eşitsizlik, orada da bir adaletsizlik söz konusudur. Adil olmayan ve eşitsizlik üreten bu küresel sistemi besleyen önemli kaynaklar arasında çok açık ve net şekilde ifade etmek istiyorum kolonyalist bir medya ve enformasyon düzeninin olduğunu göz ardı edemeyiz.”
Medya ve iletişim alanının, küresel boyutta kritik bir mücadele alanı olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Altun, şu değerlendirmede bulundu:
“Küresel çetelerden terör örgütlerine, bütün şer odaklarının bir anlamda giderek kendisini daha fazla görünür kıldığı ve bugün itibarıyla bu yapıların en çok kullandığı silahlardan biri olan sistematik dezenformasyona karşı ülkelerimizin giderek daha maruz kaldığı göz önünde bulundurulduğunda ortak bir şekilde bu yapılara ve bunların sistematik dezenformasyonlarına karşı bir direnç alanı oluşturmamız gerektiği açıktır. Türkiye Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde bu mücadelede meydandadır. Hem ülkemiz hem de insanlık adına üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için gerekli adımları atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Türkiye’nin öncülük ettiği bu mücadeleyi “hakikat mücadelesi” olarak niteleyen Altun, şunları kaydetti:
“Bu hakikat mücadelesine Afrikalı dostlarımızın verdiği, vereceği desteği son derece kıymetli buluyoruz. Hiç kuşkusuz bu mücadele, sadece bir ülkenin tek başına yürütebileceği bir mücadele değildir. Bu nedenle medya ve iletişim alanında kurumsal altyapılarımızı güçlendirmeli, bu alanda işbirliklerimizi artırmalı ve derinleştirmeliyiz. Biz Türkiye olarak bireyler, toplumlar ve devletler açısından en büyük tehditlerden biri olan dezenformasyona karşı mücadelede geliştirdiğimiz güçlü kapasite dahil olmak üzere, medya ve iletişim alanındaki tüm imkanlarımızı ve tecrübemizi Afrika ülkeleriyle paylaşmaya hazırız. Bugün TRT ile Afrika Yayın Birliği tarafından düzenlenen 1. Yayıncılık Zirvesi’nin de bu anlamda önemli bir işlevi olduğu kanaatindeyim. Aynı şekilde açılışını yaptığımız TRT Afrika dijital kanalının da ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi adına önemli kazanımlar sağlayacağına inanıyorum. Ben hem zirvenin hem de TRT Afrika’nın ülkelerimiz ve tüm Afrika için, tüm insanlık için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”
Altun, projeyi hayata geçiren TRT yöneticilerine ve çalışanlarına teşekkür ederken, Afrika ülkeleri ile birçok alanda süregelen işbirliği ve ortaklığın medya ve iletişim alanında güçlenerek devam etmesini temenni etti.
Prof. Dr. Sobacı: Yapıcı ve dostane yaklaşımının medyadaki tezahürü olacak
TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, Afrika’nın Batı medyasının üstten bakan, ayrımcı medyasına maruz kaldığını ifade ederek şunları söyledi:
“Bizler, bugün yayın hayatına başlayan TRT Afrika ile çok özel bir kitleye hitap edeceğimizin farkındayız. Zira Afrika, on yıllar boyunca Batı medyasının üstten bakan, ayrımcı, taraflı haberciliğine maruz kaldı. Şu hususun altını özellikle çizmek isterim ki; TRT Afrika, Batının aksine Türkiye’nin Afrika’ya karşı yapıcı ve dostane yaklaşımının, medya sektöründeki tezahürü olacak. TRT olarak biz, TRT Afrika dijital haber kanalımız ile Afrika’yı, uluslararası medyada olduğu gibi gören ve Afrika’nın bugüne kadar anlatılmayan hikayelerini olduğu gibi anlatan tek platform olma iddiasıyla yola çıkıyoruz. Bu iddiamızın bir yansıması olarak, mottomuzu da ‘Olduğu gibi Afrika’ şeklinde belirledik.”