Vitamin deposu: Beyran
Beyran, Içinde Barındırdığı Kuzu Eti, Baharatı, Bol Sarımsağı Ve Kemik Suyu Ile Bağışıklık Sisteminin Ve Solunum Sisteminin Dostu Olarak Her Yaz-kış Tüketiliyor.
Eşsiz dünya mutfakları arasında yer alan Gaziantep’in tarihi ve yöresel yemeği beyran, içinde barındırdığı kuzu eti, baharatı, bol sarımsağı ve kemik suyu ile bağışıklık sisteminin ve solunum sisteminin dostu olarak her yaz-kış tüketiliyor.
Gaziantep’te 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu UNESCO tarafından 2017 yılında tescillenmiş olan ve geçmişte beylere ikram edilen beyran, günümüzde vazgeçilmez bir lezzet haline geldi. İçinde barındırdığı baharatlardan ve et suyundan dolayı birçok hastalığa iyi gelen beyran, Gaziantep kültüründe yaz-kış fark etmeksizin hem kahvaltıda hem de ana yemek olarak tüketiliyor.
“Koronavirüs döneminde çok ön plandaydı”
Beyranın yapımından bahseden Soner Olca, sağlık açısından faydaları nedeniyle koronavirüs döneminde çok tercih edildiğini ve halen de yoğun ilginin devam ettiğini belirterek, “Beyran 12 saat boyunca kısık ateşte pişmiş kuzu etinden yapılır. İçerisinde etin en güzel yeri olan ön kol ve gerdan kısmı kullanılır. Az haşlanmış pirincin et suyuyla buluşmasından ortaya çıkan bir ana yemek kültürü olmuştur. Önceden sadece beylere ikram edilen beyran, günümüzde kahvaltıda, akşam yemeğinde, her öğünde tüketilebilir bir yemek haline geldi. Beyran, koronavirüs döneminde çok ön plandaydı. Genellikle soğuk algınlığına iyi geldiği için tercih ediliyor” dedi.
“Gelen herkese de acılı ve sarımsaklı tavsiye ediyoruz”
Yörede genellikle kahvaltıda, düğün sonrası ve öncesi fazla tüketildiğine değinen Olca, gelen tüm müşterilerine acılı ve bol sarımsaklı vitamin deposu şeklinde tavsiye ettiğini söyleyerek, “Beyran UNESCO tarafından koruma altına alınmış bir yemektir. Beyran, Gaziantep kültürü için çok önemli, kahvaltıyı onsuz yapamıyoruz. Beyran acılı ve sarımsaklı oluyor. Biz o acının boğazımızı yakmasından ayrı bir zevk alıyoruz. Gelen herkese de acılı ve sarımsaklı tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sabah saat 5’te kalkıp beyran içen var"
Turistlerin beyrana yoğun ilgi gösterdiğini ve kültürel ve yöresel lezzetleri tatmayan kişilerin bir an önce Gaziantep’e gelmesi gerektiğini aktaran Olca, “Yerli ve yabancı turistlerin beyrana inanılmaz bir ilgisi var. Kahvaltı için sabah 5’te kalkıp beyran verdiğimiz çok müşterilerimiz oluyor. Deprem dolayısıyla turist ziyaretleri konusunda düşüş yaşasakta tüm herkesi Gaziantep’e davet ediyoruz. Depremden ilçeler hasar gördü, merkezde sorun yaşanmadı. Yerli ve yabancı tüm turistleri Gaziantep’in kültürünü gezerek ve yiyerek yaşamaları için Gaziantep’e davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Beyranın 7’den 70’e her insanın sağlığına iyi geldiğini ve bolca tüketilmesi gerektiğini belirten Olca, “Beyran, tıpkı diğer çorba türleri gibi sağlıklı bir yaşam için tüketilmesi önerilen yemeklerden biridir. Kış soğuklarından korunmak ve daha güçlü bağışıklık sistemine sahip olmak için gün içinde mutlaka çorba tüketilmelidir. Çorbalarda bulunan et suyu ve eklenen malzemeler, vücut fonksiyonlarının daha iyi işlemesine yardım eder. Katı gıdaya geçiş döneminden itibaren çorba tüketen çocukların kas ve kemik gelişimi, yaşıtlarına göre daha sağlıklı ilerleyebilir. Yetişkinler için ise çorbanın faydalarından biri de kalp ve kemik sağlığını korumak olacaktır” şeklinde konuştu.
Antep beyranının yapımı zahmetli
Antep beyranı, etli ve pirinçli yöresel bir yemektir. 500 yıllık bir geçmişe sahip olsa da kayıtlara göre Gaziantep çarşısı içinde ilk beyran dükkanı 1885 yılında açılmıştır. Üretim açısından teknik ve ustalık istediği için herkes tarafından kolayca yapılabilecek bir yemek değildir. Yapımı çok zahmetlidir, hazırlanması 12 saatten fazla süre alır. Etin 12 saat kısık ateşte pişmesiyle etin lif lif ayrılabilecek kıvama gelmesi en önemli özelliklerindendir. Bakır sahan içerisinde yüksek ateşte ısıtılarak insanların damak tadına uygun bir lezzet sunmak için bakır sahanda olması önemlidir.