Yeni Asur dönemi kutsal mekânı ve duvar resimleri
Şanlıurfa’nın Siverek İlçesine bağlı, Başbük Mahallesinde 2018 yılında özel bir mülkiyet içerisinde bulunan bir odada ortaya çıkan demir Çağından kalma gizi oda bulundu.
Şanlıurfa müze müdürlüğü burada 2 ay kaza çalışması yaptı. Başta Göbeklitepe olmak üzere Şanlıurfa. da bir çok bölgede arkeolojik kazıların. da devam etmesi ve özel mülkiyet olduğundan dolayı kazı çalışmalarına ara verildi özel mülkiyet kültür bakanlığı tarafından kamulaştırıldıktan sonra burada yeniden kazı çalışmaları yapılacak
Siverek İlçesine bağlı, Başbük Mahallesinde II derece Arkeolojik Sit Alanı sınırları içerisinde Geç Asur dönemi yerleşimlerinden olan Kutsalmekanda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleri doğrultusunda Şanlıurfa Müze Müdürlüğü Başkanlığında 2018 yılında arkeolojik kazı çalışması yapılmıştır.
Kazı yapılan mekânın MÖ 2. Binyılın başlarından MÖ 7. Yüzyılın sonlarına kadar Bereketli Hilal dediğimiz topraklarda kesintisiz varlık gösteren Asur Dönemine tarihlendiği düşünülmektedir. Özellikle Duvar Resimlerinde işlenen Tanrı-Tanrıçaların duruşları, saç, sakal özellikleri, giyimleri Geç Asur dönemine ait kabartma ve duvar resimlerinin karakteristik özelliklerini göstermektedir.
Başbük kutsal mekândaki duvar resimlerinin diğer Geç Asur Dönemi kabartma ve duvar resimlerinden farklılığı Tanrı Şamaş’ın ön plana çıkmasıdır. Sin inanışında her ne kadar Tanrı Sin önemli ise de buradaki duvar resimlerinde Tanrı Şamaş ve Tanrıça İştar’dan sonra gelmesi; bir inanç zenginliği, farklı inanışlara saygı gösterdikleri ve kendilerinden sonra gelen medeniyetleri etkilediklerini göstermektedir. Geç Asur Döneminin başkentlerinden ve Sin inanışının merkezlerinden olan Harran’a yakın olması; Başbük Geç Asur Yerleşimini çok daha önemli kılmaktadır. Yeni Asur Dönemindeki kabartmalarda, stellerde ve duvar resimlerindeki yerel özellikler Başbük duvar resimlerinde de görülmektedir. Tanrı Şamaş’ın ön planda olması; buranın bir Güneş Tapınağı olması ihtimalini güçlendirmektedir. Tanrıça İştar’ın bir elini Tanrı Şamaş’ın omzuna atması; gücü, kuvveti ve birlikteliği simgelediği söylenebilir. Bu imparatorluk, MÖ 600 ve 900 arasında bugünkü Türkiye topraklarının çoğunu kapsamıştı.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi'nden Doç. Dr. Selim Ferruh Adalı, "Bulgular, bölgede Asur hegemonyasının henüz erken evrelerde hayata geçirildiğine tanıklık ediyor" dedi: Duvar levhası; Yeni Asur, Arami ve Suriye-Anadolu kültürünün tanrısal ikonografisini birleştiriyor. Adalı'ya göre komplekste bulunan levhadaki duvar resminde, Aramice yazılar yer alıyor ve dinsel bir geçit töreni tasvir ediliyor. Geçit töreninde Arami kültüründen tanrı ve tanrıçalar yer alıyor. Figürlerden en büyüğü yaklaşık 1,1 metre boyunda.
Araştırmacılara göre bu arkeolojik eser, Asur sanatının köylerde Arami tarzına nasıl uyarlandığını gözler önüne seriyor. Resimde tasvir edilen 8 tanrıdan 4'ü tanımlanamadı. Diğer tanrılarsa Aramice yazılarla açıklanmıştı: Fırtına, yağmur ve gök gürültüsü tanrısı Hadad; bereket ve koruma tanrıçası Atargatis; Ay tanrısı Sîn ve Güneş tanrısı Šamaš. Araştırmacılar, Atargatis çiziminin bu bölgede Suriye kültürüne ait başlıca tanrıçalardan olan Atargatis'in bilinen en eski tasviri olduğunu belirtti. Adalı, "Suriye-Anadolu dinsel temalarının dâhil edilmesi, Yeni-Asur unsurlarının daha önceki buluntulardan beklenmeyecek şekilde uyarlandığını gösteriyor" dedi:
Şanlıurfa’da arkeolojik kazılar Devam ediyor
Şanlıurfa, da Göbeklitepe ile birlikte Karahantepe, Sefertepe, Sayburç, Yoğunburç Harran Kalesin ve diğer alanlarda arkeolojik kazıların devam etiği. Bunlar bilimsel yöntemlerle tespit edilen ören yerleri. Bu bölgelerde arkeolojik kazılar 2023'te ve diğer yıllarda da devam edecek.